Son günlerde Türkiye genelinde ortaya çıkan ve yaptığı çalışmalarla adete şeytanı bile geride bırakacak derecede kirli işlerin döndüğü Paralel yapılanmanın Çorlu’da ki Yargı, Emniyet, Siyaset ve İş dünyası ayağını anlatmaya çalışacağım. Tabi ki burada yürekli ve cesaretli bir yetkili çıkar da bunları dikkate alırsa Çorlu’da kurulmuş paralel yapının ne denli kepaze ve kirli işlere imza attığını ortaya çıkartabilir. Yargıda ki Paralel yapılanmadan başlayacak olursak. Çorlu adliyesindeki bazı Savcı ve Hakimler özellikle ensesi kalın siyasetçiler hakkındaki yolsuzlukları ve kirli bağlantılarla ilgili dosyaları incelemek amacı ile bizzat kendileri alıyor. Önlerine konulan belge ve bilgileri bırakın dikkate almayı, dosyaya bile koyma zahmetinde bulunmuyorlar. Bu konuda bizzat ben şahidim. İsmi önemli değil bir Belediye başkanı hakkında belgeleriyle birlikte yayınladığım haberden sonra Savcı bey sağ olsun kendisine sunduğum belgeleri alıp dosyaya koyarak işlem yapması gerekirken, “Acele etme gerek duyarsam isterim” demesine önce çok şaşırmadım. Baktım ki yaptığım belgeli haberden dolayı malum Belediye başkanı hemen şikayetçi olmuş. Şikayetin hemen ardından, yani Üç, Dört gün geçtikten sonra, Sayın Belediye Başkanımızın isteği yerine getiriliyor ve şikayeti kabul ediliyor. Aradan geçen Altı ay da Sayın Savcı benden hala belgeleri isteyecek ve işlem yapacak. “Atını alan Üsküdar’ı geçmiş Savcım” Artık zahmet edip şu elimdeki yolsuzluk belgelerini alıp inceleseniz diyorum. Haberde bahsi geçen konuların hepsinin belgesi olmasına rağmen ve bunlarında bir örneğinin Gazete sayfasında ve İnternet sitemizde bulunmasına rağmen, bahsi geçen Savcımız derhal hızlı bir şekilde Tekzip metni yayınlanmadığı için Mahkemeye sevk ediyor. Tabi ki bu arada istemesi gereken belgeleri büyük bir çaba sonunda kendisine sundum ve dosyaya eklenmesini talep ettim. Aynı malum Belediye başkanı hakkındaki suç duyuruları ve ihbarların bir başka Savcının önüne gitmesi ve her seferinde bu malum savcının dosyaları ört pas etmek için büyük bir çaba göstermesi, talep edilen araştırmaları yapmak yerine, üzerini örtmesi, ayrıca bütün şikayetlerin aynı Savcıya gelmesi de tesadüf olmasa gerek. Çorlu Cumhuriyet Baş Savcımız Ercan Karakuş insani ilişkileri, gerek vatandaşa yaklaşımı ve konulara olan duyarlılığı ile tabir yerindeyse Adam gibi adam. On numara insan. Buna rağmen yıllardan beri kemikleşmiş Paralel yapılanmaya bir anda tek başına müdahale etmesini beklemeyin. Yeri geliyor koskoca Başbakan bile kolaylıkla bu yapıya tek başına baş edemiyor. Burada kimse Öküz Altında Buza aramasın. Bu yazıyı okuyup kimse baş Savcımız üzerinden de siyaset yapmaya da kalkmasın. Dedim ya malum belediye başkanı ve iş adamları hakkında oluşan şikayetlerin sadece bir iki Savcıya gitmesi bana hiç de tesadüf gelmiyor. O malum Savcı bundan yaklaşık İki yıl önce “Çadır Devleti” diye yazdığım için beni 301 inci maddeyle yargılanmam için üşenmemiş Adalet Bakanlığından izin almış. O gün yazdıklarım bu gün Sayın Başbakanın da üzerinde sıklıkla durduğu Paralel yapılanmaydı. Yaşanan manzaraya baktığımızda Ülke neredeyse Çadır Devletine dönüştürülmektedir. Malum Savcının eşi olan Hakim de sağ olsun, o malum siyasetçi ve ensesi kalınların dosyalarını hemen temizliyor. Sabah erken kim kalkarsa kendi operasyonunu yapmıyor mu. Şimdi soruyorum Sayın Savcım: Hükümete karşı bu dinleme olaylarının başladığında Çorlu Emniyetinde görevli bir Polis Memurunun (hala şimdi gene büyük bir itina ile koruduğunuz) hakkında bir çok bilgiyi vermeme rağmen bu güne kadar neden araştırma zahmetinde bulunmadınız da yazdığım zaman o Polisi ve onun yanındaki Paralel yapının uzantılarını korudunuz. Çorlu Emniyetinde gece yarısı operasyonu yaparak istediği adamı iftiralarla aldıran Yaşar Yılmaz hakkındaki bütün şikayetler ört pas edilirken, Olay tarihinde Çorlu Emniyetindeki Kamera kayıtlarının neden silindiğini bu güne kadar sorma ve araştırma zahmetine niçin katlanmadınız. Malum bir çok Savcı ve Hakim in Yaşar Yılmaz’a ait olan Restoranda neredeyse her gün yemek yemeleri de biraz manidar bir durum olsa gerek. Yaşar Yılmaz demişken, Emniyet, siyaset, Yargı ve iş dünyası arasındaki kemikleşmiş paralel yapılanmayı çözebilmek için yüreğini, şeref ve haysiyetini ortaya koyarak üzerine gitmeye çalışacak bir yetkili öyle pislikleri ve çıkar ilişkilerini ortaya çıkartır ki, aklınız bile durur. Mahkemeye sunması gereken kamera kayıtlarını Üç yıl boyunca Yaşar Yılmaz neden sakladı ve Yargı bu kepazelik karşısında neden sustu ve hala da susmaya devam etmektedir. O tarihte “Alevi’minsin . Sünni misin “ şeklinde iğrenç ve aşağılıkça bir zihniyetle ifade almaya kalkan Polisleri koruyan Yargıdaki Paralel yapı neden ve neyin karşılığında bu kirli işleri ve bağlantıları ört pas ediyor dersiniz. Bunlar Emirleri sanırım Abilerinden aldıkları için. Yaşar Yılmaz’ın bu gün Çorlu’da hangi iş adamları derneğinde olduğunu biliyoruz. Bundan sonra parçaları birleştirin biraz. Ayrıca o dönem Yaşar Yılmaz’ın ayakçılığını yapan malum şahıs da bu gün Çorlu da bulunan bir iş adamları derneğinin başına getirilmiş. Paralel’ci Polislerde birinin Ergene İlçesinde Emniyet Müdürü Özel Kalemine alınarak ödüllendirildiğini yazmıştım. Kaymakam Fatih Kızıltoprak, dürüstlüğü ve Devlet adamlığı ile her kesimin takdirini toplamaktadır. Sayın Kaymakam sanırım burnunun dibinde Paralel yapılanmaya müsaade etmeyecektir. Bu yazıdan dolayı, şeref ve haysiyetiyle çalışanların hiç birisinin alınmamasını rica ediyorum. Bunca haksızlığa göz yumarak çıkarları uğruna bu millete ihanet edenlere Allah en büyük Evlat acısını yaşatsın.