TÜRKÇE OLİMPİYATLARI NEDEN ELEŞTİRİLİYOR
Bu yıl On birincisi düzenlenen Türkçe Olimpiyatları bazı çevreler tarafından, 23. Nisan, ve 19 Mayıs’a alternatif olduğu gerekçesi ile eleştirilmektedir. Ayrıca Devlet bütçesinden yüksek miktarda kaynak aktarıldığı şeklinde de eleştiriler bir hayli fazla. Herkesin görüş ve eleştirilerine saygı duymak gerekir. Ortada bir gerçek var ki, 151 Ülkede yılda 500 Bin kişi Türkçeyi öğreniyor. Bu Ülkelerden her yıl Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’ye gelen binlerce öğrenciyi de hesaba katsanız, Ülke tanıtımına verdiği katkıyı hesaplamaya ve anlatmaya gerek kalmaz sanırım. Alternatif kutlamalar olarak eleştirenlere saygı duymak gerekir. Bu organizasyonları her ilde ve İlçelerde gerçekleştiren yetkililer bu görüşlerin ve eleştirilerin yersiz olduğunu anlatmak adına da çaba gösterirlerse çok daha iyi bir sonuç elde edileceğini düşünüyorum. Trakya Aktif Genç İş adamları Derneği ve Çorlu Belediyesi, sponsor firmalar ve daha bir çok kurum ve kişinin bir araya gelerek, Çorlu’da 60 Binden fazla insanın izlediği mükemmel bir organizasyonu ve bunun tanıtımı için harcanabilecek bütçeyi de ortaya koyarsanız ne kadar ciddi bir organizasyon olduğunu görebilirsiniz. Dünyanın 151 ülkesinde bayrağımızın dalgalanması, Türkçemizin çok iyi öğretip yayan o insanlara ahde vefa ile bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bu 151 Ülkeye Türkiye’nin tanıtımı için bir bütçe ayırmak gerekirse, gayri safi milli hasılamız yeter mi acaba
TAGİD İçindeki Çürük Elmalar!
Trakya Aktif Genç İş adamları Derneği kuruluşundan bu güne kadar gerek sosyal projeler, gerekse bölge ve Ülke ekonomisi için yaptığı çalışmaları takdir etmek gerekir. Fakat bazı çevreler ve kişiler TAGİD’in bu gücünden faydalanmak adına, sadece kendi çıkarları için derneğin içerisine sızmış olmaları da çok iyi bir sonuç vermemektedir. Geçmiş yıllarda TAGİD’in kapısının altından bile geçmeyen, Fetullahçı yapılanma diyerek sert bir şekilde eleştirenler, hatta bir dönemler fişleme yapanlara nerdeyse destek olanlara bakıyorum derneğe üye olmuşlar. Kendi iş yerinde ki müşterilerin taciz edilmesine göz yumacak kadar adileşenler, rüşvet ve her türlü kirli bağlantılarla pisliklerini ört pas ettirenler maalesef bu derneğe bir şekilde üye yapılmışlar. TAGİD’in sayın Başkan ve yöneticilerine sesleniyorum. Daha düne kadar size yapmadığı eleştiri ve hakareti bırakmayanları dernek bünyesine alırsanız, yapılacak eleştiri ve telkinlere de saygı duymalısınız. İşi Mezhep ayrımcılığına kadar götürüp insanları birbirlerine düşürmek ve kendi şahsi çıkarlarını korumak adına her türlü kirli işleri mubah sayanları ayaklamadığınız zaman sizler de bu suça ortak olursunuz. Bir zamanlar sizleri bir yerlere gam bazlamaya çalışıp leke atmaya kalkanları ayıklayın derim.
Sağ Duyulu Hareket Etmeliyiz!
Yaklaşık 20 günden fazla geçen bir süredir devam eden Taksim Gezi Parkı protestolarında ölçünün kaçtığı, her kemsin sağ duyulu davranış çağrıları devam ederken, yetkililerin orantısız güç kullanılması yönündeki telkinleri ve tutumları değişmelidir. Yıllardan beri süre gelen Kamu görevlilerinin suçlarının ört pas edilmesi sonucunda biriken kin ve nefret duyguları dışa vurmuştur. Yapılan müdahalelerde ki acımasız ve insafsızca saldırıların yavaşlaması gerekirken, her geçen gün hızlanması, halkın kin ve nefretini daha da arttırmaktadır. Gösterilerde öldürülen vatandaşların katilleri hala bulunamadı. İstenilse 10 dakika sürmez bulunması. Diğer taraftan Polisin içerisindeki sadist ruhlu kişilere de gün doğdu bu arada. Tabiî ki Ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyen provokatörlere de. Hal böyle olunca her iki taraf da birbirlerine karşı birikmiş kin ve nefretlerini her fırsatta dışa vurmaktadırlar.
Milletvekillerine önemli çağrı!
Son günlerde yaşadığımız olumsuzluklar ve tepkiler yıllardır üzeri örtülen pisliklere karşı kin ve nefretin birikimi demiştim. Buna sanırım hepiniz katılırsınız. Geçtiğimiz hafta Çorlu Gazeteciler Derneği olarak Ankara’ya düzenlediğiz gezide TBMM bahçesinde İktidar ve muhalefet Milletvekillerimizle geniş bir sohbet etme imkanı bulduk. Orada da konuyu dile getirmiştim. Kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı bir türlü meslekten atılamaması, hatta ört pas etme yoluna gidilmesi halkın devlete olan güveni kaybolduğu gibi, kin ve nefreti de körüklemektedir. Bu gün bir milletvekilinin dokunulmazlığı tekrar seçilemese sadece 4 yıl. Kamu görevlisine nerdeyse 25 yıl dokunulamıyor. Özel sektörde yıllarca çalışan birisi en küçük bir hatasında kendisini kapının önünde bulabiliyorsa, kamu görevlilerinin özelliği nedir ki. Mecliste bulunan tüm Milletvekillerimize sesleniyorum. Kamu görevlilerinin yasasını değiştirmek sizlerin elindedir. Bir yasa çıkarmak sadece bir saatinizi alır. Kıyak emeklilik gibi konularda nasıl 10 dakikada uzlaşabiliyorsanız, bu konuda da isteseniz uzlaşabilirsiniz. Vatandaşlarımız da bu konuda TBMM ye sürekli yazışma yaparlarsa, iyi bir kamuoyu baskısı oluşursa böyle bir yasanın çıkmamasına imkan yoktur. TBMM de böyle bir yasaya hayır diyebilecek bir parti ilk seçimlerde sandığın dibini boylar. Sürekli Mecliste önerge veren ve bölge gündemini takip eden Milletvekillerimize sesleniyorum. Biriniz cesaretli çıkın ve kamu görevlileri hakkında bir önerge ve kanun teklifi hazırlayın. İşini dürüst ve namusuyla yapan kamu görevlileri ile kendini devletin şemsiyesi altına alıp her türlü pis işi çevirenleri artık birbirlerinden ayırın. Bu gün dokunulmazsınız. Ama yarın size de dokunabilirler. Sayın Milletvekilleri biraz cesaretinizi toplayın ve yılların birikimi bu yaranın kanamasını durdurun.