ADNAN MENDERES İN BİLİNMEYEN SIRRI
10/17/2011
Türk siyasi tarihinde 50 yıldır kara bir leke olarak kalan 27 Mayıs 1960 ihtilalı ve Merhum Başbakan Adnan Menderes’in bu gün çocukların bile güleceği, hiçbir gerçeği yansıtmayan iddiana melerlerle 16.Eylül 1961 tarihinde idam edilmesinden bu güne kadar 50 yıl geçti.
ADNAN MENDERES İN BİLİNMEYEN SIRRI
Türk siyasi tarihinde 50 yıldır kara bir leke olarak kalan 27 Mayıs 1960 ihtilalı ve Merhum Başbakan Adnan Menderes’in bu gün çocukların bile güleceği, hiçbir gerçeği yansıtmayan iddiana melerlerle 16.Eylül 1961 tarihinde idam edilmesinden bu güne kadar 50 yıl geçti. Birilerinin kuklası olan ve sözde vatanı savunduğunu iddia ederek Türkiye’nin üzerine büyük bir kara leke sürenlerin uzantıları bu gün hala bazı hayaller peşindeler. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamıyla sonuçlanacak yargılamalar yaklaşık bir yıl sürdü.27. Mayıs 1960 darbesinden sonra, Menderes ve arkadaşları 19 ayrı davayla karşılaştı. 11 ay süren mahkemelerin sonunda Menderes ve bakanlar hakkında idam kararı çıktı.10 yıllık iktidarın sahipleri idamı başları dik karşıladı. Köpek, Bebek davası gibi son derece komik ve içi boş iddialarla idam sehpasına götürülen bir Başbakan, onun şeref ve haysiyetiyle vatanı için çalışan Bakan arkadaşlarının idamlarını göz önüne alıp, bu günkü ortama bakarsak baya adam asmak gerekir derim.
Örtülü ödenek harcamalarından dolayı hiçbir Başbakan yargılamaz. Nereye harcandığı konusunda da hesap sorulamaz. Merhum Menderes örtülü ödenek harcamalarını teker teker not tutup, bunları da kasasında muhafaza ettiği ortaya çıkmıştır. Bu gün hala o dönemlerin uzantılarını beslemeye devam ediyorsak yazık bizlere. Adnan Menderes ve arkadaşlarını idama götüren iddialarla bu gün kaç kişiyi yargılar ve asabilirsiniz. Vurgunun, soygunun normal bir iş gibi karşılandığı günümüzde bu şekilde idam uygulamaya kalkarsanız, Saray ormanlarını tamamen kesip dar ağacı yapsanız gene yetmez. Son yıllarda yapılan kanun değişiklikleriyle geç de olsa iade edilen itibar en azında yüreklere su serpmiş, Türkiye’nin üzerinden büyük bir kara lekenin kalkmasında en önemli adım olmuştur.
21.yıllık büyük sır!
Merhum Adnan Menderes’le ilgili yaklaşık 21. yıl önce canlı şahidinden dinlediğim bir anısını sizlerle paylaşma gereği duydum. Bu anlatacağım olayın canlı şahitlerinden birisi yaklaşık 10 yıl önce öldü. Diğeri sağ mı bilmiyorum. Yassı ada duruşmalarında er olarak görevli kişi diğeri de o dönem orada görevli bir As Teğmen. Anlattıkları o gün kanımı dondurmuştu. Bu gün bile hala etkisindeyim. Yası ada duruşmalarında görevli olan er o dönemlerde merhum Menderes’e büyük işkenceler yapıldığını, bunu da gözleriyle gördüğünü anlatıyor “Kendisine her gün büyük işkence ve hakaretler yapılıyordu. An geliyor su bile verilmiyordu. Nöbette olduğum bir gün, hücresinde bitkin ve yorgun bir şekilde işkenceden çıkmış olan Merhum Menderes, kısık bir sesle benden su istedi.Yerde upuzun yatıyordu. Ayağa bile kalkacak dermanı kalmamıştı. Yattığı yerden başını kaldırarak. Su vermeye çalıştım. Tam o sırada gelen bir Yüzbaşı bana ve merhum Menderes’e hakaretler yağdırarak şakağıma öyle bir tekme salladı ki, izi hala gördüğün gibi yüzümde. O günü hayatım boyunca unutamayacağım. Hayatta olduğunu öğrendiğim o Yüzbaşıyı yıllardan beri arıyorum. Ona olan kin ve nefretim hayatımın sonuna kadar devam edecek” Demişti.
Diğer As teğmenin(o dönemde görevli) anlattıkları ise gerçekten insanlığın bittiğinin açık kanıtıydı. Merhum Menderes’in idam sehpasına götürülmesine tanık olan çok az sayıdaki kişilerden birisi olan Merhum Y.C isimli As Teğmen anlatıyor; “Merhum Menderes hücresinde bitkin ve yerinden bile kımıldayamayacak kadar kötü bir haldeydi. Üzerine sigaralar söndürülmüş. İşkenceler yapılmış bitkin bir şekilde yatağında yatıyordu. Bir taraftan da doktorlar seferber olmuş en azından ayağa kaldırmaya çalışıyorlardı. Aceleleri vardı birilerinin. Bir an önce idam sehpasına götürmek isteniliyordu. Fakat Rahmetlinin değil yürüyecek, ayağa kalkacak hali yoktu. Doktorların kısa bir incelemesinden sonra içeri giren askerler, Merhum Menderes’i kolundan tutup sürükleyerek bahçeye kadar taşıdılar. Ayakta bile duramayacak kadar bitkin ve yorgun olan birisinin idam edilmesinde neden bu kadar acele ediliyor diye yıllardır hep kendime sordum” Demişti merhum tanık Y.C
Evet değerli okuyucularım. Türk siyasi tarihine bu kara lekeyi sürenler ve onun uzantılarının gözlerini bürüyen bu kin ve nefretin sebebi neydi bilemiyorum ama, hala aklımda kalan soru, Merhum Menderes’e sadece bir kap su veriyor diye, yüzünde ömür boyu iz bırakacak şekilde bir ere tekme vurabilecek kadar cani olan birisini ve o zihniyetin ürünlerini bu devlet yıllarca neden besledi ve hala beslemeye devam ediyor. İçlerinde sağ olanlarda vardır. Belki de emekli maaşı alanlarda. Yazık, çok yazık bu vatana bunca ihanet edenler neden besleniyor. İradeli ve güçlü bir devlet anlayışında yapılması gereken en önemli uygulama bence; mezarda olanların bile kemiklerini yargılayıp cezalandırmak dahi büyük bir erdem ve güçlü bir devlet anlayışıdır.