Son günlerde ve özellikle de
yaklaşan genel seçimler öncesinde, Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya gündemin ilk
sıralarına oturdu. Neden mi. Sayın Valinin ilk genel seçimlerde Ak Parti den
Tekirdağ Milletvekili adayı olacağı ve üst sıralarda listeye yazılarak
Milletvekili seçileceği yönünde bir çok yorum ve konuşmalar oldu. Hatta Tekirdağ
da bir İnternet sitesinin yaptığı haber işi daha da kızıştırdı. Biraz
hafızalarımızı geri saralım. Yerel seçimler öncesine, 2014 Yerel Seçimleri
öncesinde de Vali Ali Yerlikaya’nın Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan adayı
gösterileceği, aslında bu adaylık Milletvekilliği yolunda bir yoklama halkın
nabzını yoklama olarak da günlerce konuşuldu. Bu konuda yorumların artması Vali
Yerlikya’yı harekete geçirdi ve açık, net bir dille iddiaları yalanladı. Yerel
seçim sürecinde de gördük ki bu iddiaların tamamen asılsız olduğu da ortaya
çıktı. Bir çok kulis de gündemden hiç düşmedi. Gelelim burada artık parçaları
birleştirip, fotoğrafın içeriğinin ne olduğuna. Baştan şöyleyim. Bu yazı Vali ve
ya birilerine yaranma maksadı değil. Gerçeğine bakarsanız Vali Beni Hiç
Sevmez. Haksızlığa uğrayan kim olursa da gücüm yettiği kadar yanında olurum.
Vali Bey de burada bir haksızlığa uğradı diye düşünüyorum. Kendisi ile de
birkaç kez mahkemelik olduk ve mahkemelerin bazılarını kazandı. Bunu sadece
kamuoyunun bilmesi için belirtme gereği duydum. Yaptığım haberlere gelince de
son nefesime kadar da arkasındayım. Belki bu dünyada hesaplaşamadık ama öbür
taraf ta mutlaka adil bir hesaplaşma olacaktır.
Gelelim Vali üzerinden yapılan
algı operasyonlarına. Milletvekilliği hele de seçilebilir yerlerden sıralamaya
girmek herkesin hayali ve isteğidir. Bir söz var ya “Bir Elmayı Kırk kişi
yaşlar, bir kişi düşürür” diye. Malum, Milletvekilliği ve Belediye başkanlığı
adaylığı her siyasetçinin hayalidir. Amaca giden yolda her şey mubahtır ilkesi
siyaset içerisinde maalesef çok da yaygındır. Yıllardır da yapılır. Kırk yıllık
can ciğer dostlar bile siyaset yüzünden bir anda kanlı bıçaklı olduğu bir
ortamda, bu iki seçimdir yapılan algı operasyonlarının arkasında kimler var
dersiniz. Kendinize en büyük rakip olarak gördüğünüz kişi ve kişileri bir
şekilde farklı kanallarla ortaya atarsınız. Sonrada vur abalıya yaptırır,
yıpratır ve yarıştan bir rakibinizi daha eleyerek yolunuza devam edebilirsiniz.
Bence birileri, bazı çevreler Vali Ali Yerlikaya’yı Milletvekilliği yolunda
kendisine en büyük rakiplerden birisi olarak gördüğü için dezenformasyon
hareketine girişmiş olabilir. İşin bu tarafından acaba bu güne kadar kaç kişi
baktı dersiniz. Daha şimdiden kendini Milletvekili zannedenler, hayallerin
ötesine geçip, “Ben Ankara’da işimi hallettim” diyerek gezenler aslında hep
içlerinde bir kurt dolaşır. Acaba bir anda birisi benim önüme geçip bütün
hayallerimi yıkar mı. Bu korku da insanın içine düştü mü, biraz da akıllı ise,
aslında çok da akıllı olmasına gerek yok, o anda akıl hocaları çok çıkar.
Yapılacak en basit ve kesin çözüm. “At ortaya, koy kurtlar sofrasının tam
ortasına bakalım kaç parçası kalıyor” anlayışı baskın çıkar. Hemen harekete
geçilir. Tıpkı son günlerde gündemin birinci sırasına oturan, Vali Beyin
Milletvekili adaylığı gibi. Aslında bu algı operasyonlarını yapanlar bir noktada
kendilerini kamuoyu gözünde tartmış olurlar. Derler ki ben ne durumdayım. Şimdi
çıkarsam beni yıpratırlar. Adama derler kardeşim. Açıkta kalan bir yerin yoksa
korkma, ha bu gün çıktın, ha da yarın ne fark eder ki. Açıkta kalan yerlerin ne
yaparsan yap kapanmaz. Fakat başkalarının ütünden. Kantara koymaya kalktıkları
kişilerin kendinden fazla tartacağını hissettikleri anda hemen saf değiştirip,
bir zamanlar yemeye, harcamaya kalktıkları kişilerin en yakın adamı oluverirler.
Bir çeşit Saray Soytarılığı modeli işte. Saray soytarılığı demişken aklıma
geldi. Sayın Valim Allah şahit çok ahımı aldınız. Çok günahıma da girdiniz. Ama
olsun. Doğru yaptığınız her konuda ben gene arkanızda yanınızda olurum. Ama
etrafınızı saran Saray Soytarıları gibi değil. Belgeleri ile yaptığım bir çok
haberde, araştırıldığında yerden tavana vuracak kadar kirli defterlerin çıkacağı
köşe yazılarımda bana açacağınız davalar kadar biraz da konulara baksaydınız bu
kadar ahımı almazdınız. Siz bu şehirde yaşayan 850 Bin insanın vebalini
sırtınızda taşıyorsunuz. Bilemem belki de gerçekten bir şeylerin üzerine
gidecektiniz. Ben buna kalben inanıyorum. Beş Eylül 2014 tarihli bir köşe yazım
vardı. http://trakyagundem.net/yazar.asp?yaziID=580
VALİ BASKI ALTINDA MI başlığı ile. Orada gündeme getirdiğim bir çok konu ile
yakından ilgilendiğinizi fakat önünüzün hep kesildiğinin de farkındayım.
Kapanan Velimeşe Belediyesinin Trilyonluk arazisi gerçekte ne kadara satıldı. Bu
sürecin arkasında içerisinde neler oldu. Bunları sormuştum ama bir cevap
gelmedi. Artık gelmesini de beklemiyorum. İnsan bir noktadan sonra direnci
kırıldı mı, üzerinde tonlarca baskı oldu mu artık her şeyi bir kenara atmayı çok
istiyor. Ben çok yaşadım bunları. Ayrıca Sayın Valim Etrafınızı saran Saray
Soytarısı çetesi sayesinde beni PARALELCİLERE yem ettiniz. Nasıl mı PARALEL ÇETE
nin Emniyet ayağının bana kurduğu kumpasın altında sizin de imzanız var. Bilmem
kim bilir bu aşağılık yapılanma size de ne kumpaslar kurmuştur.
Son noktaya gelecek olursak,
yaklaşan genel seçimler öncesi kendini kamuoyu önünde tartmaya bile cesaret
edemeyenler Bu gün Vali olur, yarın bir başkası olur, birilerini öne atarak
kendileri ellerini ovuşturup bekleyebiliyorlarsa siyasetin ne kadar
kirlendiğini, bunların bizleri nasıl hangi zihniyetle yöneteceğini şimdiden
görmüş oluruz. Burada yapılan aslında iyi bir Psikolojik savaş taktiğidir. Bunu
yapanların akıl hocaları kimler onu bilemiyorum şimdilik ama bu zihniyet de
gidenler Meclise ancak rüyalarında giderler. Etme bulma dünyası. Ne ekerseniz
onu biçersiniz. Bu gün kalkıp birilerini kurtlar sofrasını atıp parçalatırsanız,
yarında birileri gelir o sofraya sizi atar, parçalanışınızı zevkle izler.
İnşallah haksızlığa uğrayan herkez bu zevki tadar. Ben çok istiyorum.