KADİR
ABİ SOPAYI GÖSTERDİ Mİ
Son günlerde
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinde büyük bir kadro değişikliğine gidileceği
konuşuluyor. Bunun sinyallerini aylar öncesinden almıştım. Ama yanılmamak adına
susmayı tercih ettiğim gibi, yeni kurulmuş bir kadroya, yönetime zaman tanımak
gerektiğine inandığımdan sadece beklemeyi tercih etti. Gelelim kadroların
oluşmasındaki ahbap, çavuş ilişkilerine. Ankara’da partide üst düzeyde bulunan
bir kişi, Büyükşehir Belediyesi kadrosu oluşurken, sanki Belediye Başkanı
kendisi seçilmişçesine, Kadir Albayrak’ın önüne listeyi koyar. Hatta bu nedenle
aralarında çok büyük tartışmamın yaşandığı, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Albayrak’ın bu konuya çok sert bir tutum aldığı konuşuluyor, hatta
tartışılıyor. Fakat bunu bu güne kadar kimse açık bir dille söyleme gereğini
duymadı. Başkan Albayrak benim görüşüme göre şu stratejiyi uyguladı. Partinin üst düzeyinden birileri Ankara’daki
makamları yetmiyormuş gibi, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesini de perde
arkasından yönetmeye kalktı. Bunlar yıllardır Parti teşkilatlarını nasıl arka
bahçeleri yaptılarsa, Belediyeyi de aynı şekilde arka bahçe yapmaya kalktılar.
Bir nebze de başarılı oldular. Fakat unuttukları, gözden kaçırdıkları bir şey
vardı. Oda Tekirdağ’da her kesimin sevip saygı gösterdiği, dürüstlüğünden şüphe
duymadığı Başkan Kadir Albayrak böyle bir tezgaha düşer miydi. Yani Belediyeyi perde arkasından birilerinin
yönetmesine izin verir miydi. Bence asla. Kurulan sisteme Kadir başkan izin
vermediği, ranta ve soyguna göz yummadığı için, yıllardır belediyeleri kendisine
ve yandaşlarına peşkeş çekenlere dur demek için mücadele ederken, yakın
kadrosu, daha doğrusu yanına yerleştirilen kadrolar tarafından altı oyulmaya
başlandı. Yani olay şu, Kadir Abi kendi içinden vurulmaya başlanmıştı. Bence bu
operasyonu fark eden Kadir başkan büyük ihtimalle kadrosunda çok büyük bir
değişiklik yapma gereği duydu. Bu konu kamuoyuna ve basına ne Kadir Albayrak,
neden her hangi bir yetkili tarafından net bir dille açıklanmasa da,
Perşembenin gelişi, Çarşamba dan belli olur derler, bir şeyler ortadaki
huzursuzluklar kendini göstermeye çalıştı. Ahh be Kadir Abi bir çok dönen
dolaplardan ve kurulan tezgahlardan mutlaka haberin vardır artık neyi
bekliyorsun Derler. Bence Kadir Başkan’ın da bir bildiği vardır deyip
önümüzdeki zamana bakmak lazım. Bu zaman da çok fazla uzun olmayacak.
Büyükşehir’i perde arkasından yönetmeye kalkanların kadrolarının ömrü
Büyükşehir de çok da uzun olmayacak. En fazla Üç ay diyorum. Haaa bir de şu var
“Bu adamla bu iş olmuyor, yaşı da çok ileri” diyenleri de duyduk, duyuyoruz.
Hakkını vermek gerek Kadir Başkan mesaisine sabah namazından sonra başlıyor.
Bazı Belediye başkanları gibi akşamına pavyona oturup, cici bici hatunlarla
sabahlayıp da gözünü ancak öğleden sonra açıp belediye ye gelen başkanlar gibi
değil. Eleştirecek yönleri de vardır. Eksiği, hatası da vardır. Ama en
öncelikli bakılacak nokta bir yönetici için, zihniyeti ve dürüst olup
olmadığıdır. Eline, beline, diline sahip olabilmesidir. Bazı hovarda belediye
başkanları ve bürokratların kasetlerinin, birilerinin gizli kasalarında olduğu
yönünde dedikodular ve söylentiler son günlerde çok daha fazla kulağıma gelmeye
başladı. Birilerinin elinde, kasalarında abuk sabuk görüntüler içeren
kasetleriniz ve belgeleriniz varsa, onlar yarın gelir size her türlü isteklerini
sıralar, sizde Paşa paşa yaparsınız. Rezil olmak var, bu işin içinde koltuk
kaybetmek var, Boşanmak var. Varda var arkadaş, Sayarsak kalın bir kitap olur.
Bu zihniyettekiler de belediyeyi ve başkanı istediği gibi yönetebilir, her
türlü kirli işini kitabına uydurup aklatabilir.
Öz yeğenim dediği bayanla alışverişe giden Belediye başkanının biri
sosyal medyanın gündem konusu olmuştu. İmam sorar ya “Ey cemaat mevtayı nasıl
bilirdiniz” diye cemaat de iyi bilirdik derler. Bence o Belediye başkanı kendisine
iftira atıldığını düşünüyorsa mutlaka bu işin üzerine gitmelidir derim. Canım
insan kızı ile, yeğeni ile çıkıp bir alışveriş demi yapamayacak. Milletin gizli
kasaları kasetlerle dolu iken bu işin çerezi bile etmez. Konunun özerine
gelecek olursak. Kadir Başkan artık şunu diye bilir. Belediyeyi perde
arkasından yönetmeye kalkışanlara. “Kardeşim geldiniz listeyi verdiniz. Tepeme
bindiniz, dediğinizi yaptık. Ortada hizmet yok. İcraat yok. Nasıl olsa sizler
Ankara’dan kendinizi tepe noktalara yazdırıp seçiliyorsunuz. Burada bu halk ile
ben beraberim. Onlara bir söz verdim. Ya bı rakın, yada önümden çekilin. Yani
Yanımda olamıyorsanız. Karışımda olmayın bari” Yazımı Nasrettin Hoca’nın bir
hikayesi ile bitirmek istiyorum. Hoca bir gün Eşeğini de almış Köylere,
kasabalara Turşu satmaya gider. Hocanın geldiğini gören halk, acaba Hoca bu
sefer ne satıyor, bize ne getirdi diye merakla, Hocanın bağırmasını beklerken,
Eşek ya işte hemen bağırmaya başlar. Hoca susar ama sinirlenir belli etmez. Tam
Turşu diyecek, Eşek gene aynı havasında. Ahali bir türlü Hoca’nın ne sattığını
anlayamaz. Hoca en son sinirlenir Eşeğe döner derki “Bu turşuyu sen mi
satacaksın ben mi satacağım”
Engelliler gününü kutladığımız bu haftada Ülkemizde
ve dünyada yaşayan bütün engellilerimizin hayatlarından engellerin
kaldırıldığı, kendilerinin de toplumun bir parçası olduklarının da bir gün
değil, her gün hatırlanması dileği ile ENGELLİLER HAFTASI KUTLU OLSUN.