Milletvekilliği genel
seçimlerine çok fazla bir zaman kalmadı. Aday adayları yavaş yavaş piyasaya
çıkmaya başladılar. Haa bir de yıllardır bilindik olan kadrolu Aday adayları
var. Hem yerel, hem de genel seçimlerde kazanamayacaklarını bildikleri halde,
sanırım bağımlılık yapmış olsa gerek, her seçim döneminde aday adayı olurlar.
Sıralamalar belli olduğunda da büyük bir hüsran yaşayıp, birkaç hafta
kendilerine gelemezler. Yıllardır aynı filimi hem kendiler izledi, hem de
bizlere mecburiyetten izletmek zorunda kaldılar. Birde bunların etraflarındaki
pohpohçuları da olmazsa vay milletin haline. Gelelim dosya savaşlarına. Her
seçim döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de mutlaka dosya ve kirli
defterlerin saçıldığı bir seçim dönemi yaşayabiliriz. Geçmiş seçim dönemlerinde
siyasi rakipler, aynı partide yıllardır omuz omuza mücadele edenler, işin içine
menfaat ve siyaset girdimi bir anda kanlı bıçaklı oluverirler. Bunların
örneklerini geçmiş dönemlerde çok yaşadık. Yerel seçimler öncesinde bile olmadı
değil. Örneğin birileri için Parti Genel Merkezine, hatta Genel Başkanının adına
Çorlu’dan bazıları için Üçer Dörder tane yolsuzluk iddialarını içeren belgeleri
gönderenler, bakıyorum, şikayet ettiği, hırsız dediği adamlarla aynı kareye
girmiş, şirinlik taslamaya devam ettiği gibi, Bir taraftan da hala ne gibi
şeytanlık yaparım da birilerinin ayağını kaydırırım, sonrada o koltuğa ben
otururum dercesine hesaplar yapar. Yanında birilerini alıp sağa sola haberler
uçuşturur. Ne güzel bir siyaset anlayışı görebiliyor musunuz. Bu gün beraber
aynı yolda yürüdüğünü göstermek için şirinlik yap, adamın arkasından da iş
çevir. Madem ki adama hırsız diyebiliyorsun. Yolsuzluk yaptı diyebiliyorsun.
Elinde ne var sa dök ortaya kim neyi almak isterse alır. Medya maymunluğuna
soyunmaya ne gerek var. Daha düne kadar Genel Başkanına Üç, Dört tane yolsuzluk
iddiaları ile dolu kalın dosyaları gönderenler, şimdi neyin peşinde acaba. Bence
çok basit. Koltuk peşindeler. Gelelim önümüzdeki seçimler öncesinde
yaşanabilecek Dosya Savaşlarına. Seçimler öncesinde her kes birbirine
ince mesajlar, dolaylı tehditler yollar. Bunlara alışığız. Gerçi meydanlarda
bunu yapanlar, bilmem nerenin üst katlarında, bodrumlar ve Bulgaristan’da ki
lüks otellerde de olabilir ver kızı al papazı yaptıklarını da bilinmiyor değil
aslında. AH ŞU DEREKÖY SINIR KAPISININ BİR DİLİ OLSADA KONUŞSA. Yurt
dışındaki bazı otel lobilerinin ve kumarhanelerin dili olsa da bir konuşsa bakın
size neler anlatır da. Bu önümüzdeki genel seçimler öncesinde Dosya Savaşları
olacaksa tam anlamı ile olacaktır. Şimdilerde herke hazırlıklarını tamamlamış
görünüyor. Geçmiş seçimlerde de olmuştu bu tip olaylar. Ne oldu bir anda
anlayamadım. “Yaz beni yazayım seni” yanı benim kirli defterleri ortaya
saçarsan, bende senin defterleri ortaya saçarım” modeli uygulandığı için beklene
Dosya Savaşları başlamadan bitti. Bunun adına da centilmenlik anlaşması denildi.
Kedi her zaman ciğer yemez diye bir söz vardır ya. Bu centilmenlik anlaşması her
seçim döneminde artık olmaya bilir. Birileri çıkar hepinizin kirli defterlerini
ortaya saçarsa sonra kendi aranızda ne yaparsanız yapın derler. Ocak ayından
sonra büyük ihtimalle bir çok yolsuzluk dosyası patlayacaktır diye düşünüyorum.
Düşünmekle kalmıyorum bunu da açık bir şekilde iddia ediyorum. Zaman her şeyi
gösterecektir. Patlayacak bu kirli defterler dosyalarından sonra seçimlere yakın
bazılarının Milletvekilliği hayalleri de çoktan suya düşmüş olacaktır.
Girecekleri delikten çıkmaktan başka bir düşünceleri kalmayacaktır. Bu güne
kadar bir şekilde oraya buraya sırtını dayayıp kirli defterlerini ört pas
ettirmeyi başaranlar, şunu biliyorlar ki artık yolun sonu yakındır. Ama en
güvenilir yol ve çare Dokunulmazlık zırhına bürünebilmek. O da nedir
Milletvekili olabilmek. Neye niyet neye kısmet derler. Milletvekilliğine niyet
ederken bir de bakmışsınız, Silivri de çay ocağı işletmesinin başına geçmesin
birileri. Milletin karşısında ahkam kesenlere de ufak bir sözüm var. Her türlü
yetkiye sahip iken, İktidarın gücünü de arkanıza almışken, bu güne kadar
bölgemizde dönen onca yolsuzluğa, vurguna ve hırsızlığa neden, neyin
karşılığında göz yumdunuz derler. Konunun özetine gelecek olursak Ankara hayali
kuranlar soluğunu Silivri’de alabilir. Ankara’daki koltuklarının rahatlığına
alışıp da bırakmak istemeyenler bir anda kendilerini kürkçü dükkanında
bulabilirler. Kürkçü dükkanı derken yaşadıkları şehre, bir zamanlar aldatarak
oylarını alıp 4 Yıl boyunca her türlü kirli işleri ört pas edenler, kürkçü
dükkanlarına geri döndükten sonra vitrinde kendilerine yer bulabilirler mi
dersiniz.
Helalleşmek Lazım Vali Bey!
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ
Valisi Ali Yerlikaya UMRE ye gitmiş. Allah kabul etsin. Birileri gibi en azından
yurt dışında Bar, Pavyon, Kumarhane gezip milletin parasını oralarda yememiş.
Kendi helal kazancı ile gitmiştir. Maneviyatının gerektirdiğini yapmış. Yalnız
ufak bir hatırlatma yapmak gerekmez mi Sayın Valim. O Mübarek topraklara
giderken geride kalanlarla bir HELALLEŞME olur bence. O helalleşmede
öyle yüksek perdeden olmaması gerekir. Çok fazla ahımı ve günahımı aldınız.
Hala bir çok ahım da üzerinizde. En azından makam mevki bir kenara bırakıp
helalleşmek isteseydiniz çok sevinirdim. Malum oraya giderken kimseye makamına
ve mevkiline göre muamele yapılmıyor. Helalleşmek iyidir. Bu toprağın üstü
olduğu gibi altı da vardır. Ne diyor Yaradan “Bana Kul Hakkı İle Gelmeyin”