Ak Parti de kongreler öncesinde
beklenti bir hayli yüksek. Özellikle halk Referandumdan sonra parti içerisinde
ciddi bir temizlik beklerken bunun hala yapılmamış olması, ayrıca FETO
operasyonlarında siyasi ayağa dokunulmaması Ak parti açısından ayrı bir handikap
olarak önümüzdeki 2019 genel seçimlerinde kendini gösterecek. Nisan ayındaki
Referandumdan sonra ve önce neler söylenmiş gelin bir bakalım. Referandum
öncesinde “Yeni bir Türkiye, güçlü bir Türkiye” söylemleri sıkça gündeme
gelmişken, Ak parti de teşkilatlarda ve yerel yönetimlerde ciddi bir temizlik
yapılacağının sinyalleri verildi. Referandum sonrası bu sinyaller açık bir dille
kamuoyuna yansıtılırken, o günden bu güne hiçbir değişikliğin olmaması, hatta ve
hatta bir çok partilinin güç zehirlenmesinde tavan yaptığı, halka iyice tepeden
bakıldığı aleni ve açık bir şekilde ortada. FETO operasyonlarında Türkiye
genelinde baktığımızda siyasi kesimden kimsenin neredeyse alınmamış olması Ak
Partinin handikabıdır. Şimdi buradan soruyorum. Devlet kurumlarının en alt
kademesinde işe girmek için kaç tane siyasi referans gerekiyor. En azından Üç,
Dört tane yada bir tana çok yüksek makamlardan bir referans. Peki Yüz binlerce
kişi meslekten ihraç edildi. Aslına bakarsanız bence bu ihraç edilenler kadar da
hala görevde olanlar var. Bu ihraç edilenlerin siyasi referansları kim. Örneğin
bölgemizde tutuklu olan ve meslekten ihraç edilmiş kamu görevlilerinin siyasi
referansları bu güne kadar hiç neden, neyin karşılığında hiç sorgulanmadı. FETO
operasyonu yapılan bölgemizde ne gariptir ki hiçbir bilgi ve göz altına alınan
isimler kesinlikle kamuoyu ile paylaşılmıyor. Neden dersiniz. Ben onu da
açıklıyım size. Göz altına alınan birileri, verecekleri ifadelerinde mutlaka
siyasilere ucu değecektir. Basın ve kamu uyu da ucu değen bu kişileri
araştırdığımda çok daha farklı kirli bağlantılar ortaya çıkacağından, korkulu
rüya görmektense yetkililere baskı yapayım da ucu bana değmeden FETO
operasyonları ile ilgili bilgi ve belgelerin kamuoyuna sızdırılmasının önüne
geçeyim. Zihniyet bu maalesef. Hal böyle olunca da yapılan FETO operasyonlarında
göz altılar ve onların verdikleri ifadeler, mahkemelerdeki duruşma tutanakları,
Savcılık sorguları vs, hiçbir bilgi basına ve kamuoyuna verilmiyor. Bu
Türkiye’nin bir çok yerinde tam tersine bir uygulama. Her şey neredeyse kamuoyu
ile paylaşılırken, bölgemizde her şey örtbas ediliyor. Siyasiler sıkıştıklarında
da topu emri altındaki Bürokratlara atık sıyrılıyorlar işin içinden. Nasıl olsa
o kişiler konuşamaz. Konuşmaya kalkarlarsa bile baskı ile sustururuz
zihniyetinin hakim olduğu Ak parti de 2019 seçimlerinin sonucu sizce belli değil
midir.
Gelelim teşkilatlar ve yerel
yönetimler bazındaki hat ve yanlışlara. Birde bunlar bir çok kez yetkili
kurumlara binlerce vatandaş tarafından şikayet edilmesine rağmen tepeden örtbas
edilmesi yok mu işte güç sarhoşluğunun geldiği son nokta burası. Bölgemizden
örneklerle gidelim. Ak parti Tekirdağ Milletvekilleri, her fırsat da Tekirdağ
dan elini ayağını çekmeyerek burasını dışarıdan yönetmeye kalkan Ak Parti
Milletvekilleri Mustafa Şentop ve Harun Karaca, bunca pisliği,
yolsuzluğu, örtbas edilen FETOCULARI, örtbas edilen kirli defterleri
bilmiyorlar mı sanıyorsunuz. Ak Partili bir çok Belediye meclis üyesi
belediyelerde dönen yolsuzluklar karşısında neden niçin sessiz kalıyorlar.
Millet aptal mı, kör mü bunları görmüyor mu. Tabi ki en iyisini görüyor ama
konuşacağı, karar vereceği bir zaman var bakalım o zaman gelip çattığında ne
yapacaksınız merak ediyorum. Ayrıca İl ve İlçe Teşkilatlarından tutunda gençlik
ve kadın kollarına kadar büyük bir laçkalığın olduğunu bilmeyen yok. Buna rağmen
hala hiçbir girişimin yapılmamış olması ise halkı iyice bezdirmektedir. Belediye
Meclis üyelerinden tutun da Milletvekillerine ve teşkilatlarda görev alan
başkanından yönetim kurulu üyesine kadar herkes çıksın göreve başlamadan ve
görevi bıraktıktan sonraki mal varlıklarını, eşleri ve birinci derecedeki
yakınlarının üzerine her hangi bir mal varlığı yaptılar mı yapmadılar mı bunu
açıklasınlar. Geçmişte ve hala kimler FETOCULARLA hala iş birliği içinde, hala
neden bazılarını korumakta kendilerini mecburi hissederler vs gibi bir çok
cevabı bulunamayan sorular artmaya başladıkça Ak partinin her geçen gün erdiğine
şahit oluyoruz. Referandum öncesi ve sonrası verilen hiçbir söz yerine gelmedi.
Ekonominin geldiği nokta ortada. FETO mücadelesi iyice tiyatroya dönmüş. Parti
içindekilerin bir çoğu cebini doldurma derdinde. vatandaşın feryadını dinleyen
YOK. Bölge Milletvekillerimiz cebini daha fazla doldurmak için ve koltuğunu
korumak için kendine ve yandaşlarına çalışır. Hal böyle olunca da Ak partinin
sonu kaçınılmaz olur. Gemiyi önce Fareler terk eder derler. Bu kaçınılmaz son
yaklaştıkça hangi fareler gemiyi terk edecek zamanla hep birlikte yaşayıp
göreceğiz.