SOM ALTINDAN KEPAZELİK
30.08.2012
Belediye Başkanı Ünal Baysan Çorlu’da 5 yıldır Kaymakamlık görevini yapan Ali Dursun’a bir sürpriz yaparak iftar yemeğinde küçük bir hediye takdim etti. O ana kadar her şeyin gayet normal gidiyordu. Birkaç gün sonra ulusal basında çıkan “Som Altından Veda haberi her şeyi bir anda alt üst etti. Perde Arkasında ne var!
SOM ALTINDAN KEPAZELİK
Ramazan ayının son haftasında Kadir gecesinde Çorlu Belediyesi, geniş bir davetli topluluğuna iftar yemeği verdi. Buraya kadar olan bölüm son derece normal ve bir o kadarda Türkiye’nin her yerinde yaşanan bir durum. Belediye Başkanı Ünal Baysan Çorlu’da 5 yıldır Kaymakamlık görevini yapan Ali Dursun’a bir sürpriz yaparak iftar yemeğinde küçük bir hediye takdim etti. O ana kadar her şeyin gayet normal gidiyordu. Birkaç gün sonra ulusal basında çıkan “Som Altından Veda haberi her şeyi bir anda alt üst etti. Teknik ve fiziki açıdan bu denli bir hediyenin som altından kısa bir sürede yapılıp teslim edilebilmesi söz konusu değil. Bu tip özel siparişlerin yapılması belki de aylar sürebilir. Yaşanan süreçten sonra hediye edilen parçaların Som Altın değil cam olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaymakam Ali Dursun’a hediye edilen Tabak ve İbriğin Som Altın olması durumunda değerinin en az 500 Bin Lira olacağı tahmin edilirken, bu denli yüksek değerde bir hediye Çorlu Belediyesinin bütçesini bile sarsar. Bunu verecek ve alacak kişi ve kişiler bu işin altından nasıl kalkabilirler. Bazı konuları mantık çerçevesinde düşünmek ve ele almak gerekir. Verilen hediye gerçekten Som Altından olsa yaklaşık Bin kişinin katıldığı bir iftar programında, herkesin gözü önünde verilmez bence. Yasalar gereği kamu görevlilerinin yüksek değerlerde hediye almaları zaten yasak. Burada veren de alan da suç işlemiş olmaz mı. Böyle bir durumda kim bunu göze alabilir ki.
Perde Arkasında ne var!
Yaşanan Som Altın polemiği aslına bakarsanız normal, sıradan bir haber değildir bence. Haberi yazan arkadaş bu meslekte Çorlu’da gazetecilik mesleğinde en tecrübeli isimlerden biridir. Ajansın Bölge Müdürlüğünde veya yazı işlerinde haberin değiştirilme ihtimali olabir mi bilemiyorum. Birileri perde arkasından bir komplo senaryosu yazıp uygulamaya mı koydular diye sormak herkesin aklından geçebilecek bir konudur. Haberin Ulusal gazetede yayınlandığını Belediye yönetimi kimden nasıl, ne şekilde öğrendi. Ordudan atılma çakma bir gazetecinin haberin yayınlandığı gazeteyi Belediye Başkanı Ünal Baysan’a bizzat kendisinin götürdüğünü duydum. Demek ki haber yayınlanmadan bu işten bilgisi olacak ki hemen koşturarak Başkana gazeteyi götürmüş. Başkan Ünal Baysan’a yalakalık yapayım derken bir taraftan da kendisine bu güne kadar destek olan arkadaşını yani bir taraftan da bağlı bulunduğu dernek başkanının arkasından ne gibi bir film çevirmeye kalktı dersiniz. Haberi yapan arkadaşımız artık bir şeylerin farkında olmalı. Küçük hesaplardan vaz geçmelidir. Zamanında arkasında olduğun ve hale yanından ayırmadığın bu çakma Gazatacının ilerde seni de satacağı hiç aklına gelmedi mi acaba. Bu konuyu takip edecek olan Belediyenin ilgili birimleridir. Bir şeylerden önceden haberi olmayan nasıl oluyor da haberin çıktığı gazeteyi alıp başkana koşturarak yetiştirebiliyor anlamadım. Belediye Başkanı Ünal Baysan konuyla ilgili olarak kısa bir yazılı açıklama yapmakla yetindi. Bence geniş bir basın toplantısı yapsa, bizde konuyla ilgili olarak sorularımızı net bir şekilde sorabilme imkanımız olsaydı, kafalarda oluşan ve oluşabilinecek bir çok soru işaretinin önüne geçilebilirdi. Çalma Gazatacılara açıklama yapacağına bu mesleği yıllardan beri düzgün bir şekilde yapmaya çalışan Tüm basın mensuplarına açıklama yapabilirdi. Buradan açık ve net bir şekilde sesleniyorum. Olayın tarafları açıklamak istedikleri ne varsa kimse yayınlamasa ben bağlı bulunduğum Haber Ajansımızda ve Gazetemde yayınlamaya hazırım. Samimi ve dürüst her türlü oluşumun içinde olmaya da hazırız. Fakat birileri artık gerçekleri görmeleri gerekir. Geçmişte yaptığı hatalardan herkes ders çıkarmalıdır. Çorlu’da basın mensupları tarafından kurulmuş dernekler ne amaç taşıyor ve ne yapmaya çalışıyor anlamadım da. Gazetecilikle, basın mesleği ile alakası olmayan, bir çok kişinin üye olup da bu mesleği gerçekten yapanların dışlandığı bir ortamda dernek başkanlığı yapıyorum diyenler artık şapkasını önüne koyup samimi bir şekilde düşünmelidirler. Belediyenin kasasından iftar vererek dernekçilik olmuyor. İsmi önemli değil bir derneğin projesinden tüzüğüne kadar her şeyinin yaklaşık 3 ay çalışarak hazırladığım halde sadece Trakya’nın yerlisi olmadığımdan Hitler zihniyetinde bile olmayan bir ırkçılık politikasıyla dışlanma noktasına geldik. Bazı resmi kurumların yetkililerine giderek kendilerinden başka kimseyi beğenmeyen, “Bunlar Gazeteci felan değil. Bunlarla pek fazla görüşmeyin” diyebilecek kadar alçalabiliyorlarsa, benimde söyleyecek çok sözüm var. Bazen susmak en iyi cevaptır derler. Bir gün bir şeyler patlarsa kime ne parça gireceği belli olmaz. Gazeteci ve kim olursa olsun haddini ve sınırını bilmek zorundadır. Bu mesleği hakkıyla yapmaya çalışanları bir yerlerde kötüleyip, çakma Gazatacıları sadece çıkarları için yanında gezdirip ayak işlerine gönderenlere bir şeyi hatırlatmak isterim. Geçmişte bağlı bulunduğu şerefli kurumu satan ve yüz kızartıcı suçlarla atılan biri yarın yeri geldi mi herkesi satar. Küçük hesapları bir kenara bırakıp uzun vadeli ve samimi bir şekilde düşünelim konuları. Yapılan Bu Som Altın haberinin altında kesinlikle bir şeytanlık yatıyor ve bu işin arkasında mutlaka birileri var. Olayı sadece bir kişiye yıkamamak gerekir. Perdenin arkasında oynayan gizli başroldekiler ve figüranlar yarın daha da değişik kirli bir kepazelik sergileyebilirler. Bu işin perde arkasında oynayanların maskeleri yarın ortaya çıktımı adam diye gezebileceklerim merak ediyorum. Kaymakam Ali Dursun’u en çok eleştiren Gazetecilerden birisiyim. Bu gün bile eleştirilerimin arkasındayım. Kim olursa olsun bu şekilde asılsız, karalayıcı haberlerin yapılması hiç de hoş değildir. Belli olmaz keserin sapı bir gün herkese dönebilir.