Emniyet genel Müdürlüğü geçtiğimiz hafta bir genelge yayınlayarak Gazetecilerin Emniyet Müdürlüklerine girmeleri yasakladı. Sanki neyi gizleyecekler pek de anlam veremedim. Gelelim 2010 yılından beri Çorlu Emniyetinde görevli bazı Polislerin ifade almaya başlamadan önce ALEVİ misin SÜNNİ misin gibi iğrenç faşist bir zihniyet anlayışıyla vatandaşa soru sorması ve arkasından gelişen kirli ilişkiler, bu güne kadar hep ört pas edildiği gibi, ismi geçen Polisler hala korunuyor. Eski Çorlu Emniyet Müdürlerinden tutunda, İl Emniyet Müdürlerine, Valilere kadar bu işi ört pas etmek adına adı karışmayan kimse neredeyse kalmadı. Bu Polisler yüksek makamlarda ki kişilerin yanında adeta koruma çemberi içine alınmışlar. Başbakanlık dahil yüksek makamlara şikayette bulunduğunuz zamanda her türlü tehdit ve şantajla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Örneğin o tarihte ismi bu skandala karışan bir Polis memuru nasıl oluyor da bir anda dinleme servisine verilebiliyor. Zaten bu adamın üzerinde bir şaibe var. Siz tutun dinleme servisinde görevlendirin. Oda çıksın önüne geleni istediği gibi dinleyebilsin. Ak Parti hükümetine yönelik başlatılan dinleme ve takip operasyonlarının başlangıcına denk gelen bu durum sizce de garip değil mi. Bu işten Ak Parti Milletvekillerinden tutunda, İl ve İlçe başkanlarına kadar haberi olmayan neredeyse yok. İyide kendi hükümetinize karşı kurulduğunu iddia ettiğiniz bu komplonun Tekirdağ,Çorlu uzantılarına neden, neyin karşılığında sessiz kalıyorsunuz diye sorsam kızacaksınız. Hismar Marketler zinciri sahibi İş adamı Yaşar Yılmaz’ın başını çektiği kirli ilişkiler zincirinden bahsetmek istiyorum. Aynı zamanda bir zamanlar ayakçılığını yapan ve şimdi de Çorlu İş İnsanları ve Sanayiciler Derneği Başkanlığına getirilen Emirhan Aydın da bu kepazelik zincirinin sadece bir halkasıdır. Yaşar Yılmaz bir zamanlar “Cemaatçi, gerici” diye nitelendirdiği Trakya Aktif İş adamları Derneğine bir anda üye oldu. Sizce de garip değil mi. Yaşar Yılmaz Çorlu Emniyeti içindeki bazı polislerle iş birliği yaparak, yanında çalıştırdığı kişileri de yalancı şahit gösterip gece yarısı istediği kişiyi aldırabiliyor. İşin rezilliği bundan sonra başlıyor. Mahkeme yolu ile o güne ait kamera kayıtları isteniyor. Gelen resmi yazı “ Kameralarımızın tamamı o gün bozuk, çalışmıyor” Hismar Market içinde geçen konuşmaların ve görüntülerin kayıtları bir anda silinip işlerine yarayacaklarını zannettikleri görüntüyü ancak 3 yıl sonra Mahkemenin zorlaması ile bir anda çıkartıp ortaya koyabiliyorlar. İyide Polis o gün bu kayıtları elde ederek savcılığa neden vermedi de gelen vatandaşa Alevi misin Sünni misin diye iğrenç ve faşizan bir zihniyetin içine giriyor. Yaşar Yılmaz dava dosyasında adı bile geçmezken gecenin yarısında Emniyet Müdürlüğü Asayiş şube de ne işi var diye oran şerefli bir yetkili bu güne kadar çıkmadı. Bir zamanlar ayak işlerini yaptırdığı ve sonradan ÇİSAD da başkan olan Emirhan Aydın ın Tacizden dolayı nasıl neyin karşılığında ve kimlerin desteği ile aklandığını anlatmak için kalın bir kitap yazmak gerekir. O güne ait olan Hismar Marketin güvenlik kamerası kayıtlarını bu polisler neden alma gereği duymadı. Ey yetkililer bu pisliği kim örtüyorsa kim bunları korumaya çalışıyorsa Allah onlara en büyük evlat acısını versin. Az buçuk içinizde Allah korkusu varsa şu pisliğin üzerine gidin. Bunu yapacak yürekli bir Savcı çıkarsa Emniyet, Siyaset ve Rant üçgeninde dönen öyle pislikleri ortaya çıkartır ki aklınız şaşar. Gelelim Yaşar Yılmaz’ın Belediye ile olan kirli işlerine. Bundan tam bir yıl önce yazmıştım. İlettiği otoparkın ruhsatsız olduğunu. Hemen bu haberden sonra Ruhsat başvurusu yapan Yaşar Yılmaz’a yangından mal kaçırır gibi ruhsat veriliyor ve hiçbir ceza uygulanmıyor. Peki kapalı otoparklar yönetmeliğine uyulmuş mu yoksa kitabına mı uydurulmuş. Bakalım. Yangın ve acil çıkış kapıları Hismar Otoparkında var mı, gidin bir bakın ben göremedim. AVM olarak görülen bir yerin ticari bir amaçla otoparkına nasıl ruhsat veriliyor. Dedim ya altını eşeleseniz dünyanın pisliği çıkar ortaya. Çorlu 3 Asliye Ceza Mahkemesinde 2010/8 dosya numarası ile görülen ve ört pas edilen Yaşar Yılmaz, Polisler ve Emirhan Aydın dosyasına bakan hakimin haksız mal edinmeden dolayı soruşturma geçirdiğini de biliyor muydunuz. Sayın Vali ve protokol erkanı merak ediyorum yarın bu tacizciyi makamınızda kabul edip görüşecek misiniz. Ben bir çoğuna ulaşamıyorum da. Burada Sayın Çorlu Cumhuriyet Başsavcımızın hakkını vermek gerekir. Halka yakın. İnsanları her zaman makamında insanca karşılayıp değer vererek sorunlarını samimi bir şekilde dinliyor. Bir çok yetkili de keşke böyle olsaydı da bu kadar pisliği yazmak zorunda kalmazdım. Dedim ya zincirleme uzanan bu kirli işler zincirinde adı geçen kişiler gayet rahat ve huzurlu bir şekilde sahipleri tarafından şimdilik gayet güzel korunuyorlar. Denklem kısaca basit. Pas parayı her türlü pisliği çok rahatça ört. Yaşar Yılmaz’ın bu kadar Belediye tarafından kollanmasının altında yatan tek ve en önemli nedense TAGİD üyesi olması değil mi sizce de. Bölgenin iş yatırımları bakımından çok öneli bir konumunda olan ve son derece saygın, güzide iş adamlarının bir arada bulunduğu bir dernek de bu çürük elmaların mutlaka temizlenmesi gerekir. Satın aldı adamlarla her türlü pisliği örten birisi bu güzide dernek de olmaması gerekmez mi. Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan yazdığım bir köşe yazısından dolayı hemen dava açmış sağ olsun. O davadan da beraat ettim. İyide sayın başkanım onca yalan haberi yazanlar Makamınızın arka odasında krallar gibi ağırlanırken, haklarında hiçbir dava açamamışsınız, benim belgeleriyle birlikte yazdığım yazıya dava açtınız. Eline ne geçti Madalya mı taktılar. Bak beraat ettim işte.
Değerli okuyucularım. 2014 yılının hepinize sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim. İnsanların Mezhepleri ve ırklarından dolayı ayrıştırılmadığı, herkesin barış içinde yaşadığı, pisliklerin ört pas edilmediği güzel bir Türkiye görmek dileği ile Yeni yılınız kutlu olsun.