Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, eğitimde yaşanan sıkıntı ve sorunlar ile ilgili TBMM’de bir basın açıklamasında bulundu. Milletvekili Yontar, açıklamasında, “Millî Eğitim Bakanlığı tümden cemaat ve tarikatların kontrolüne girmiştir” ifadelerini kullandı. Ayrıca Yontar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldıracağını söylediği mülakat sistemine de değindi. Yontar, liyakatin ortadan kaldırıldığını ve acımasız referans sistemi kurulduğunun altını çizerek, mülakat sistemine karşı çıkacaklarını belirtti.
CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve geldiği günden bu yana milli eğitimin temel direkleri olan yasa ve yönetmelikleri kendi kafasına göre değiştirmeye devam ettiğini belirtti. Yontar, yapılan her kapsamlı değişikliğin ardından bir skandal çıktığını vurguladı. Son olarak Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde 14.10.2023 tarihinde yapılan değişikliğe tepki gösteren Yontar, “Önceki Milli Eğitim Bakanı Mahmut ÖZER okul öncesi eğitimde alınan ücretleri tamamen kaldırdıklarını ifade etmişti. Ancak görüldüğü üzere bu açıklamanın üzerinden bir yıl bile geçmeden yeni Bakan Yusuf Tekin ile birlikte okul öncesi eğitim paralı hale getirildi. Kayıt parasını da “katkı payı” adı altında resmi kılıfa soktular. Sayın Bakan’a hatırlatmak gerekir ki, alınan bu katkı payı ile “okul öncesi eğitim ve ilk öğretim parasız ve zorunludur” kuralı çiğnenmektedir. Anayasamızın 42. maddesine göre eğitim ve öğretim devlet okullarında parasızdır. Doğal olarak bu yönetmeliğin anayasaya da aykırı olduğu apaçık ortadadır” diye konuştu.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN GERÇEK SORUNLARINI SIRALADI
CHP Tekirdağ Milletvekili Yontar, okul öncesi eğitimin asıl sorunlarını işaret ederek, şöyle konuştu: Sayın Bakan, ben size okul öncesi eğitimin gerçek sorunlarını buradan dile getireyim: Çocukların gidebilecekleri yeterli devlet anaokulu yok, özellikle 3-4 yaş yeterli devlet kreşi yok, çocuklarımız ailelerinin ekonomik koşulları nedeniyle okula aç gidiyor, dersler 50 dk ve kesintisiz 6 saat, yardımcı personel yok, hijyen sıfır ve en önemlisi okul öncesi öğretmenlerimiz tükenmişlik içindeler. Katkı payını geri getirmek bu sorunların hiçbirini çözmeyecektir. Ayrıca yeni yönetmeliğe göre okul öncesi eğitim kurumları ve ilköğretim kurumlarında mescit açılması zorunlu hale getirildi. Sayın Bakan, öncelikle okul öncesi ve ilköğretim kurumlarına mescit açılması pedagojik açıdan uygun değildir. Pedagogların küçük yaşta verilen dini eğitimin çocuklarda geri dönülemez zararlara yol açtığını bildirmelerine rağmen, böyle bir yönetmelik çıkarılması akla mantığa uygun değildir. Bu yönetmelik değişikliği öğrencinin ihtiyacını gidermiyor, okul öncesi eğitimde 5 milyon öğrenciye yemek vermesi gereken MEB bunu yapmıyorken mescit açılmasına karar veriyor.”
LAİK EĞİTİME AÇILAN SAVAŞIN SON NOKTASI
Pandeminin ardından okullara; sağlık görevlisi, ek güvenlik görevlisi, psikolojik danışman ataması yapılmasını istenmesine rağmen yapılmamasına tepki gösteren Yontar, ÇEDES projesi kapsamında imam ataması yapıldığını belirtti. Öte yandan, tasarruf tedbiri denilerek öğrencilere yemek uygulamasının kaldırıldığını hatırlatan Milletvekili Yontar, “Öğrencilerin bir kap yemeğini çok gördünüz, ‘tasarruf tedbiri’ diyerek kaldırdınız. Sizin, çocuklarımızın sağlıklı gelişimini düşündüğünüz falan yok. Sayın Bakan, bu girişimlerin tamamı laiklik ilkesine aykırıdır. Millî Eğitim Bakanlığı tümden cemaat ve tarikatların kontrolüne girmiştir. Yakın zamanda, Aydın’ın Koçarlı ilçe milli eğitim müdürü Osman Arıkoğlu menzil şeyhine bağlılık sözü verdiği videosunu sosyal medya hesaplarından paylaştı. Bu ve bunun gibi müdür ve böyle öğretmenler için ne yapıldı? Böyle insanlar Milli Eğitimdeki görevlerinden bir daha geri dönmemek üzere alınmalıdır. Bu uygulama, Cumhuriyetimizin 100. yılında laik eğitime açılan savaşın son noktasıdır! Bilimsel eğitim yoksa, geleceğimiz bugünkü Orta Doğu’dur, karanlıktır, açlıktır, savaştır.
CAHİL BIRAKMA VE KÜÇÜK YAŞTA EVLENMEYE BAKANLIKÇA KILIF BULUNDU
Ayrıca mevsimlik tarım işçileri ve göçer ailelerin çocuklarının okula devam edememesi konusuna da değinen Yontar, “Ayrıca eğitim sendikaları ve partimiz mevsimlik tarım işçileri ile göçer ve yarı göçer ailelerin çocuklarının okula devam edememesine tepki gösteriyordu. Yönetmelikte bu konuya da yer verilmiş, devam edemeyen çocuklar için sorumluluk da bakanlığın üzerinden alınmış ve bu çocukların okula gidip gitmemesinin ‘veli yükümlülüğünde olduğu’ belirtilmiştir. Böylece çocukları cahil bırakma ve küçük yaşta evlilikleri teşvik için de bakanlıkça bir kılıf bulunmuş oldu. Yazıklar olsun. 21. yılın sonunda Milli Eğitimi getirdiğiniz nokta işte budur.
YONTAR: MİLLİ EĞİTİM BAKANI TEKİN TUTARSIZ KONUŞUYOR
Yıkılan okullara da değinen CHP Tekirdağ Milletvekili Yontar, devlet yönetiminin siyasallaştırılmasına tepki gösterdi. Bakan Tekin’in Tekirdağ ziyaretindeki yıkılan okullar ile ilgili açıklamalarını işaret eden Yontar, “Milli Eğitim Bakanı ziyaretinde, eğitim konusunda hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadığına değinmiş. Tekirdağ da 118 okulda güçlendirme yapıldığını 64 okulun 48 inin yıkılıp yeniden yapıldığını ifade etmiş. Halbuki benim önergeme verdiği cevapta 63 okul için yıkım kararının verildiği, bunların yerine sadece 8 okulun yapıldığını, 6 okulun inşaatının devam ettiğini, 40 okulun da ihalesinin devam ettiği bildirilmişti. Bütün okulların bugün bittiğini varsaysak bile toplam okul sayısı 54 olmaktadır. Yani 9 okulun buharlaştığını görüyoruz. Burada bile söylediklerinde tutarsızlığı açıkça görüyoruz. Bu durumun sonucu olarak öğrencilerimiz hınca hınç dolu sınıflarda ikili eğitimle ders yapmaya zorlanmaktadırlar. Aşırı kalabalık sınıflar hem öğrencilerimiz hem de öğretmen arkadaşlarımız açısından sağlıklı bir eğitim öğretimin yürütülmesi için uygun değildir” dedi.
MÜLAKAT SİSTEMİNE SERT TEPKİ
Milletvekili Nurten Yontar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mülakatı kaldıracağı sözlerini hatırlatarak, Bakan Tekin’in tam tersi yönde hareket ettiğini belirtti. Bakana 2014 yılında yaşanan mülakatları hatırlatan Yontar, “2014 de yapılan bir değişiklikle bir gecede 50 binden fazla idarecinin görevine son verildi, idarecilikte mülakat şartı getirildi. Bir de düzmece, göstermelik belgelerle ek puanlar verildi. 20-30 senelik müdürler, müdür yardımcıları onurlarıyla oynanarak görevlerinden alındı. Mülakatlarda komik puanlar verildi, bütün kurumların hafızası resmen silindi. Yerlerine bırakın okul idare etmeyi üç öğrenciyi bir sınıfta tutamayan, üst yazı yazmayı bile bilemeyen kişiler atandı. Yine 2016-2017 yıllarında yeni atanmayı bekleyen gencecik insanlar vardı. KPSS puanları 90-95 üstü idi ama mülakatlarda 45-50’ler verilerek bunlar saf dışı bırakılıp, 50- 60 puan alanlar mülakatlarda 90 ve üstü verilerek atandı. Böyle yüz binlerden bahsedebiliriz.
Bakanlarının adı değişse de Milli Eğitimde haksız kadrolaşma, kıyım yılları olarak bildiğimiz dönemin mimarı kimdi? Bütün bu kıyım döneminin mimarı, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin’den başkası değildi. Sayın Bakan, 100 binlerce kişinin hakkını yediğiniz, liyakati ortadan kaldırdığınız, acımasızca bir referans sistemi kurduğunuz için Sonuna kadar da sizin mülakat sisteminize karşı çıkacağız. Sayın bakana ayrıca hatırlatmak isterim ki yoksulluk nedeniyle açık öğretime geçişler arttı. Her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Kamunun eğitime ayırdığı bütçe azaldı ve bütçeden Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan pay da neredeyse yüzde 50 azaldı. Sayın Bakan, gelin sorunları kaynağından dinleyelim, birlikte akılcı ve gerçekçi çözümlere ulaşalım” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım