TARIMDAKİ ÇÖKÜŞ BELGELENMİŞTİR
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, TMO faaliyet raporlarında Türkiye de tarımın resmen çöktüğünü ifade etti. Aygun; “Türk tarımındaki ve özellikle hububat üretimindeki kan kaybı; Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Faaliyet Raporları ile ortaya çıkmaktadır. TMO Faaliyet Raporları; Türk çiftçisine destek vermek için kurulan ve “TMO Çiftçinin Kara gün Dostudur” sloganını benimseyen Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) AK Parti iktidarları ile ithalata yönelerek; yerli üretime sırtını döndüğünü açık bir şekilde belgelemiştir” dedi
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, açıklamasında şu sözlere yer verdi; “2006 yılında TMO alımlarının yüzde 99.9’u iç alımlardan oluşmaktadır.2020 senesine gelindiğinde ise TMO alımlarının yüzde 19’u iç, yüzde 81’i dış alımlardan oluşur hale gelmiştir. Yine Faaliyet Raporlarına göre; TMO dış alım tahminlerinde de yanılmıştır.2019 yılında 1.423.932 ton buğday ithal eden TMO; 2020 yılında 1.220.00 ton buğday ithal etme yönünde ödenek koymuştur. Ne var ki TMO, 2020 yılında 3.681.671 ton buğday ithal etmiştir. Tahmindeki sapma yüzde 316 olarak gerçekleşmiştir.Türk tarımında gelinen tabloyu özetleyen bu dengesizlik, TMO’nun yerli çiftçiye kapıyı kapatırken, dış alım tahminlerinde de büyük bir öngörüsüzlük içinde olduğunu kanıtlamaktadır.
TMO; AK Parti iktidarları öncesinde; piyasayı kontrol ederken; çiftçiye piyasanın üzerinde alım fiyatı uygulamayı tercih etmiştir. Son 15 yılda ise AKP tarafından açıklanan taban fiyatlar, piyasada oluşan fiyatların altında kaldığı için, çiftçi ürününü TMO yerine tüccara ve sanayiciye satmayı tercih etmiştir. TMO, bu nedenle ithalata yönelmiş, iç piyasadan karşılayamadığı buğdayı ithalat yoluyla dış alımlarla gerçekleştirmeye başlamıştır. Başka bir deyişle; AK Parti iktidarları döneminde; TMO tarımsal ürün piyasasını düzenleme vasfını yitirmiştir.
Oysaki TMO’nun faaliyet konusu; yurtta hububat ve bakliyat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketiciler aleyhine aşırı derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasında arz ve fiyat yönünden düzenleyici tedbirler alınmasını sağlamaktır. TMO’nun bu vasfını yitirmesi; Türkiye’nin hububat fiyatları açısından da OECD içinde en yüksek gıda enflasyonu yaşayan ülke haline gelmesine yol açan süreci başlatmıştır.TMO’nun ithalata dayanan politikası; tüketiciyi de mağdur etmiştir. Hem üretici hak ettiği fiyatlardan ürününü satamamış, üretimden soğumuş, hem de tüketici aynı ürünü 2-3 katı daha fazla pahalı satın almaya başlamıştır. Fiilen ekilen alanlar 24 milyon 994 bin 449 dekar alan küçülürken, kaybedilen tarım alanı, Belçika, Hollanda, İsrail gibi ülkelerin yüzölçümünden büyük hale gelmiştir.
TMO’nun 2005, 2006, 2019 ve 2020 Faaliyet Raporları kıyaslandığında; özellikle buğday ve arpada iç ve dış alım miktarlarındaki büyük farklılık net şekilde görülecektir.
İÇ ALIM/TON
2005 | 2006 | 2019 | 2020 | |
Fındık | 158.873 | 73.190 | 2.061 | |
Ekmeklik buğday | 4.320.039 | 1.185.755 | 1.102.963 | 384.208 |
Makarnalık buğday | 232.960 | |||
Yemlik buğday | 10.982 | 37.978 | ||
Arpa | 798.976 | 724.738 | 124.095 | 81.152 |
Çavdar | 6.311 | 99 | ||
Mısır | 650.985 | 13.749 | 1.436.832 | 81.590 |
Çeltik | 11.741 | 87.384 | 7.708 | 99 |
Haşhaş | 12.595 | 28.439 | 21.253 | |
Yulaf | 4.831 | 2.194 | 105 |
DIŞ ALIM/TON
2019 | 2020 | |
Buğday
|
1.423.932 | 3.681.671 |
Arpa | 483.970 | 725.883 |
Mısır | 1.074.726 | 307.689 |
Pirinç | 91.420 | 64.847 |
Çeltik | 47.250 | |
Soğan | 43.735 | |
Patates | 52.140 |
2006 TMO Raporu’na göre, 2006 yılında TMO alımlarının yüzde 99.9’u iç alımlardan oluşmuştur. 2006 yılında 1.456.693 ton buğday alımı yapılmıştır. 2006 yılında 70 bin üreticiden 158.873 ton fındık alımı yapılmıştır. Üreticiden alımlar dışında Fiskobirlik’ten 5.515 ton 2006 ürünü, 43.250 ton 2005 ürünü kabuklu fındık emanet olarak alınmıştır.
724.738 ton arpa, 6.311 ton çavdar, 2.194 ton yulaf, 13.749 ton mısır, 87.384 ton çeltik alımı gerçekleştirilmiştir. 2020 TMO Raporu’na göre ise 2020 yılında, TMO alımlarının yüzde 90’ı hububat, fındık ve bakliyat alımlarından oluşmuştur. Alımların yüzde 19’u iç alımlardan, yüzde 81’i dış alımdan gerçekleşmiştir.
Tüm alımın 4.827.341 tonu dış alım, 728.601 tonu iç alımla sonuçlanmıştır. İç piyasada çiftçiye kırmızı sert ekmeklik buğday için 1.650 TL/Ton, makarnalık buğday için 1.800 TL/Ton ücret ödenmiştir.TÜİK verilerine göre ülkemizde 2019 yılında 19,0 milyon ton buğday, 7,6 milyonton arpa, 310 bin ton çavdar, 265 bin ton yulaf, 215 bin ton tritikale üretilmiştir. 2020 yılında ise 20,5 milyon ton buğday, 8,3 milyon ton arpa, 296 bin ton çavdar,
315 bin ton yulaf, 276 bin ton tritikale üretimi gerçekleşmiştir. 2006 ve 2020 yılı kıyaslandığında TMO’nun buğday alımında yabancı üreticiyi tercih ettiği görülmektedir.
BAKLAGİLLER YILDIZ ÜRÜN HALİNE GELDİ
Tüm dünyada 2020 yılından itibaren pandemi sonrasında baklagillerin fiyatı artmıştır. Ülkeler, stoklarını güçlendirme arayışına girdiği için tarım ürünlerinin fiyatı yükselmeye başlamıştır.Uzun raf ömrü ve proteince zengin besin kaynağı olması nedeniyle baklagillerin cazibesi artmış, bu da fiyatlarda yükselmeye neden olmuştur. Pandemi sebebiyle küresel ticarette yaşanan yavaşlama da bakliyat piyasalarını derinden etkilemiştir.
TMO’nun Faaliyet Raporları incelendiğinde kurumun tüm tahminlerinde büyük ölçüde yanıldığı görülecektir. 2019 yılında 1.423.932 ton buğday ithal eden TMO; 2020 yılında 1.220.00 ton buğday ithal etmek için ödenek koymuştur. Ne var ki 2020 yılında ithal edilen buğday miktarı 3.681.671 ton olmuştur. Tahmindeki sapma yüzde 316 olarak gerçekleşmiştir. TMO; 2019 yılında 483.970 ton arpa ithal etmiştir. 2020 yılı için 250.000 ton arpa ithalatı için ödenek koyan TMO, yıl sonunda 725.883 ton arpa ithal etmiştir. Arpadaki sapma yüzde 229 oranında gerçekleşmiştir. Toplam dış alımdaki sapma yüzde 279 düzeyinde olmuştur.
TMO’dan SAVUNMA
TMO bu sapmayı, 2020 yılı Faaliyet Raporu’nda şöyle savunmuştur: “İç ve dış piyasa fiyatlarının seyri de TMO alım miktarlarını önemli oranda etkilemektedir. Ülkemizdehububat ve bakliyat üretimi, büyük ölçüde iklim koşullarına bağlı olduğundan üretimmiktarlarındaki dalgalanmalar alım tahminleri ile gerçekleşmeler arasında sapmalaraneden olmakla birlikte 2020 yılı buğday, arpa, mısır, çeltik, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek alım tahminleriyle gerçekleşen alım miktarları karşılaştırıldığında ortaya çıkan sapmada ürünlerin ekiliş, üretim, verim, kalite, iç ve dış piyasa fiyatları ile iklim şartları etkili olmuştur.Ayrıca 2020 yılında Mayıs ayı içerisinde yaşanan yağış ve sonrasındaki aşırısıcaklara bağlı olarak İç Anadolu Bölgesinde nohut ekili bazı lokal alanlarda antraknozhastalığının oluştuğu görülmüştür.”
TÜRK ŞEKER, TMO’YA RAKİP
Döviz kurunun artması nedeniyle ithalatın cazibe kaybettiğini, bu yüzden sanayicilerin iç piyasaya yöneldiğini ortaya koyanTMO 2020 yılı Faaliyet Raporu’nda, “Sanayiciler ihtiyacı olan hammaddeyi iç piyasadan temin etme yoluna gitmiştir. Bu durum yurt içi tüm ürün piyasa fiyatlarının da yükselmesine ve alım tahminleri ve gerçekleşmeler arasında sapmalara neden olmuştur” görüşünü savunmuştur.
TMO Faaliyet Raporu’na göre, iki büyük kurum olan TMO ve Türk Şeker’in birbiriyle rekabet halinde olduğu, bunun da piyasada sıkıntılar yarattığı anlaşıldı. Tarımda adeta paralel yapılar oluştuğunu ortaya koyan durum, düzenleyici ve denetleyici kurumların arasındaki ilişkiyi de açığa çıkarmıştır.
TMO 2020 yılı Faaliyet Raporu’nda dolaylı olarak kurumun çiftçiye düşük alım fiyatı uyguladığı itiraf edilmiştir. Raporda, “TÜRKŞEKER’in TMO alım fiyatındandaha yüksek fiyatlarla piyasadan hububat alımı yapması ve düşük/sıfır faizli kredikullanımı gibi sebeplerle özellikle kışlık hububat (buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale) alım miktarımızda düşüş yaşanmış, bu durum tahminlerimizdeki sapmayı arttırmıştır” denilerek, ülkemizde tarımda yaşanan sıkıntı ortaya konmuştur.
TMO’nun Türk Şeker’e göre çiftçiden daha düşük fiyattan ürün satın alıp, dış piyasalardan daha yüksek oranda alım yapması, kabul edilebilir bir politika değildir. Çiftçi kaybederken, TMO’nun kârınıarttırdığı görülmektedir” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım
TMO Faaliyet Raporu’nda; şu bilgilere de yer verilmiştir.
“Üreticiden alımlar, Ülke genelinde 263 (33 Şube Müdürlüğü, 89 Ajans Amirliği,83 Tesisli Ekip ile sabit işyeri bulunmayan yerlerde süreli olarak açılan 58 adet hububatgeçici alım merkezi) alım noktasında randevulu olarak yapılmıştır. Ayrıca bu noktalarailaveten 13 ticaret borsası yanında 108 firmaya ait 164 farklı noktada bulunan 6,4 milyonton kapasiteli lisanslı depo ile sözleşme imzalanarak ürün alımı yapılmıştır. Toplam alım miktarı 759 bin tondur. (443 bin tonu % 81‟i ELÜS Suriye Alımları Hariç)
Ekmeklik Buğday : 414 bin ton (295 bin tonu % 79 ELÜS)
Makarnalık Buğday : 8 bin ton (6 bin tonu % 75 ELÜS)
Arpa-Çavdar-Yulaf-Tritikale : 252 bin ton (61 bin tonu % 51 ELÜS)
Mısır : 79 bin ton (Tamamı ELÜS)
Çeltik : 99 Ton
Nohut : 6 bin ton (2 bin tonu %32’si ELÜS)
Suriye’den alınan hububat miktarı toplam 209 bin tondur.Ödenen tutar 1 milyar 079 milyon 568 bin TL’dir. Emanete alınan ürün miktarı (TÜRKŞEKER A.Ş.) 7.283 tondur.Ayrıca, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre kurulan ve işlem yapan depolara ürünlerini teslim eden üreticilerden TMO‟ya ürün satmakisteyenlerin ürünleri Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) yoluyla satın alınmıştır. 2020 yılında ülkemizin çeşitli bölgelerinde yer alan 153 farklı noktadaki lisanslıdepolara teslim edilen ürünlerden; 301 bin tonu buğday, 61 bin tonu arpa, 79 bin tonumısır, 2 bin tonu nohut, 120 ton kayısı ve 118 tonu fındık olmak üzere toplam 443 bin tonELÜS alımı yapılmıştır.”
TMO-Türkşeker Sıkıntısı
Varlık Fonu’na alınan ve son dört yılda devlete maliyeti 5 milyar TL’ye ulaşan Türkşeker, şeker piyasasını yönetememektedir. Piyasada şeker krizi yaşanmaktadır. Türkşeker, 50 kilogramlık bir çuval şekeri 298 liradan satarken, kooperatif ve özel şeker fabrikalarında şekerin çuvalı 700 ile 800 liraya kadar çıkmıştır. Türkşeker’in krizi yönetmek yerine buğday piyasasında TMO ile karşı karşıya kalması ayrıca düşündürücüdür.
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş’nin şeker piyasasını yönetemediği de görülmektedir. Kuruluş 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 52,1 artışla yaklaşık 466,6 milyon TL faaliyet zararı elde etmiş olup yaklaşık 429,6 milyon TL tutarındaki finansman giderinin de etkisiyle dönem zararı yaklaşık 969,8 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş, 6 Temmuz 1935 tarihinde şeker pancarından şeker üretmek ve pazarlamak amacıyla kurulmuştur.
2020 yılı sonu itibarıyla ülkemizde pancardan şeker üreten 33 fabrikanın 15’i TŞFAŞ’ye aittir. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş’nin temel faaliyet konusu, pancar şekeri üretmek ve satmaktır. Kuruluşun 2020/2021 pazarlama yılı pancar şekeri A kotasına göre pazar payı yaklaşık yüzde 36 düzeyindedir.
TÜİK verilerine göre 2020 yılında yurt içi şeker pancarı üretimi bir önceki yıla göre yüzde 16,3 artışla yaklaşık 21 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup 2020/2021 yılı pazarlama yılında TŞFAŞ’nin fabrikalarında 8,2 milyon ton pancar işlenmiştir.
2020/21 pazarlama yılında ülke toplam pancar şekeri A kotası 2,63 milyon ton olarak belirlenmiş ve TŞFAŞ’ye 935 bin ton A kotası tahsis edilmiştir. Aynı dönemde, toplam pancar şekeri üretimi yaklaşık 3 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup TŞFAŞ tarafından yaklaşık 1 milyon ton pancar şekeri üretilmiştir. Kuruluş tarafından 2020 yılında yaklaşık 905 bin ton şeker satışı gerçekleştirilmiştir.
2020 yılında TŞFAŞ tarafından pancar dışı sözleşmeli tarım uygulamasına başlanmıştır. Bu çerçevede yaklaşık 312 bin ton hububat ve 523 ton yağlık ayçiçeği alımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 2020 yılında yüzde 51’i Vakıf Katılım Bankasına, yüzde 49’u TŞFAŞ’ye ait olan Türkşeker Tarım A.Ş. kurulmuştur.
Ancak TMO ve Türkşeker’in karşı karşıya kalması ve ürün alım fiyatları konusunda birbirlerini zorlamaları, yurtiçinde piyasa kontrolünde zorluk çıkarmaktadır.
ÖZETLE; TMO; 2020 yılında yaklaşık 384 bin ton buğday, 81 bin ton arpa, 82 bin ton mısır, 99 ton çeltik ve 6 bin ton nohut alımı gerçekleştirilmiştir. Haşhaş kapsülünde kalite kıstaslarına göre kademeli alım fiyatı uygulaması kapsamında ise 2020 yılında yaklaşık 21 bin ton haşhaş kapsülü alımı yapılmıştır. Ayrıca, 2020 yılında TMO tarafından yaklaşık 2 bin ton kabuklu fındık ve 62 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm alımı da gerçekleştirilmiştir.
TMO; 2020 yılında ise 3,7 milyon tonu buğday olmak üzere toplam yaklaşık 4,8 milyon ton hububat ithalatı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu yılda Kuruluş tarafından 3,8 milyon tonu buğday olmak üzere toplam yaklaşık 6,2 milyon ton yurt içi hububat satışı gerçekleştirilmiştir.
TMO, yurtiçi hububat ve bakliyat satışındaki artışın etkisiyle satışlarda yüzde 40.5 oranında artış yaşamıştır. Kuruluş önceki yıla göre yüzde 45.7 daha fazla faaliyet karı elde etmiştir.
TMO’nun son 15 yılda alımlarının büyük bölümünü dış piyasadan karşılayarak, iç piyasayı sanayici ve tüccara bırakması sonucu buğday ve un fiyatları katlanmaya devam edecektir. 2021 Ocak ayında 50 kilosu 150 TL olan un çuvallarının, buğdayın kalitesine göre 435-778 TL bandına çıkması yaşanan tabloyu özetlemektedir. Son bir yılda undaki artış oranı yüzde 200’ün üzerine çıkmıştır. Ekmek, pide fiyatlarına yansıyacak bu tablo, üreticiyi olduğu kadar tüketiciyi daha da mağdur edecek, gıda enflasyonunu daha da yukarı çıkaracaktır.