SON BAHAR

SON BAHAR

Engel olma başka ihsan istemem. Ve şimdi durup düşünme vakti! Mevsim son bahar,
Oysa daha dün değil miydi yazın müjdecisi ilk bahar. Nasılda geçivermiş günler, günler miydi geçen yoksa biz mi günlerimizi dolduran. Doğum gibi değil mi o filizlenen yapraklar, dalları saran çiçekler, kapkara toprağı saklayan otlar, çimenler.

Ya şimdi, ölüm misali dalında kuruyup rüzgara yenik düşen yapraklar, yıllar içerisindeki dönüşümümüz o dört bir yanı sarıp sarmalayan yeşilin sararıp solup yok olup gidişi.
Hani o toprağın mis kokusunu ayyuka çıkartan yağmur, derler ya ne güzel toprak kokuyor dediğimiz de deme toprak alır diye.Niye ki Topraktan değil miydi geliş ve ona olmayacak mı dönüş e o zaman neden bu korkuş?

Elbette yine müjdesini verecek yazın o en güzel baharlar, yine toprağın karasını unutturacak o yeşeriş, dallar yaprak verecek, meyve dolacak. Peki ya kaçımız o günlere kavuşabileceğiz, hangimiz bu döngüden ibret alabilecek? Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi derler ya hani, hangimizin ardında bıraktığı yanına yoldaş olacak? Peki ya kaçımız o gözleri huzur içerisinde bu fani ömre kapatabilecek? Yorduysam yürekleri affınıza sığınırım canlar, deyiverin ki sonbaharın kasvetine kapılıvermiş bu sefer

Ben derim ki hani şu HUZUR kelamı var ya ömrü hayatta belki de en kıymetli var. Değil mi ki yoksa balı eder zehir, hele birde var ise kuru soğan olur en lezzetli övün. Ne anlatıyor bu diyorsunuz belki de nereye varacak yazının devamı? Üç günlük dünya diyorum canlar, ne kırmaya ne kırılmaya. Ne kaygı ile yaşamaya. Ne varının cimrisi olmaya. Ne alırken bonkörlüğe. Verirken cimriliğe. Ne gülmek için ağlatmaya. Nede bencillik edip. Ah almaya. Ne sağlığından emin olup hor bakmaya

Ne yaradılışından dolayı bir canı ötekileştirmeye. Velasılı kelam insan yaratılmışlığı unutup insanlıktan çıkmaya ne hacet.Varsa bir ekmeği paylaşıp yemek, bir mazluma el uzatmak, derdi olana derman olabilmek, ben demektense biz olabilmek, insanları uzuvlarına göre değerlendirerek engelli diye etiketlendirmektense yüreklere değer verebilmek huzurun en kolay ulaşılabilme yolu delimidir aslın da. Dil susar, göz yumar, kulak duymaz istemez ise fakat vicdan öyle bir yerdir ki ne susar, ne yumar, nede duyamazlıktan gelebilir ve vicdan azabı denen şey, huzuru söker alır gider huzuru mümkün atı yok susturulmaz vicdanın sesi. Azı çoğu olmaz paylaşmanın değil mi, bizden bir şey götürmez bir dertlinin derdine ortaklık, yada karşımızdakine bir kelam ederken düşünerek konuşmak. Kendimize hak gördüğümüzü başkasına çok görmemek, empati kurabilmek, bedene değil kalbe değer vermek. Zaten bunlar değimidir insanlığımıza sebep?
Dilerim ki canlar nice ilkbaharlar görsün gözleriniz, nice tomurcuklar açsın yüreklerinizde
Hayat ya bu kaybetsek de çoğu şeylerde, insanlığımıza gölge düşmesin, bu canlar bu bedende olduğu sürece daim olsun insanlığımız, rahat olsun vicdanlar
Selametle…
siyahgul_huzun_hulya@hotmail.com

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
2023-07-26 16:38:10
DEVLETİ SOYANLARA ÇORLU BELEDİYESİ GÖZ YUMDU | Trakya Gündem Gazetesi: […] DEVLET TRİLYONLARCA ZARAR EDERKEN YETKİLİLER NE YAPTI […]
2021-10-22 18:39:12
RUHUNU ŞEYTANA SATMAMIŞ DEVLET YETKİLİLERİ ARANIYOR | Trakya Gündem Gazetesi: […] Merhaba değerli okuyucularım. Çorlu Belediyesinin yolsuzlukları, buda yetmemiş gibi,
2021-10-11 10:42:04
DEVLET DOLANDIRILIYOR DEVLETİN YETKİLİLERİ NEDEN SESSİZ | Trakya Gündem Gazetesi: […] DEVLET TRİLYONLARCA ZARAR EDERKEN YETKİLİLER NE YAPTI […]
2021-09-11 19:05:00