Son yıllarda ülkemizde büyük bir ilgi odağı olan Tenis sporuna Tekirdağ’lı genç yazar farklı bir bakış açısı getirdi. Tekirdağ’da yaşayan genç yazar Betül Sarıkaya İstanbul Teknik Üniversitesi işletme mühendisliği 1.sınıf öğrencisi. Yetkin Gençler programının teşvikiyle ilk yazısını; “hayatımın büyük bir parçası olan tenis üzerine yazdım. Öğrenmeye ve mutlu olduğum her alanda kendimi geliştirmeye devam ediyorum” sözleri ile tanıttı.
TENİS VE MENTAL KAZANIMLARI: KRİZ ANI YÖNETİMİ
Tekirdağ’ın yetiştirdiği genç yazar, Betül SarıkayaTenis sporuna çok farklı bir bakış açısı getirdiği yazısında şu sözlere yer verdi; “ Pandemi dolayısıyla antrenmanlarına ara vermek zorunda kaldığım şu günlerde çok özlediğim tenisin hayatıma kattığı bazı mental becerilerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle profesyonel tenisçi olmadığımı dolayısıyla bu spora birkaç senesini veren herkesin benimle benzer düşünceler içinde olacağına inandığımı belirtmeliyim. Benim çıkarımlarım tenis üzerine olacak ama diğer pek çok spor dalında da benzer becerilerin kazanıldığını söyleyebiliriz.
Tenis fiziksel olduğu kadar zihinsel olarak da çok zorlayıcı bir oyun. Maç esnasında motivasyonunuzu korumak, rakibi analiz etmek, koşullara adapte olmak ve sürekli anda kalmak gibi bilişsel pek çok beceriyi aynı esnada kullanmanız gerekiyor. Bu kadar yoğun bir çalışmanın günlük hayatınıza elbette büyük getirileri olacaktır. Tenis bedeninizi forma soktuğu gibi zihninizi de şekillendirecek ve daha dayanıklı hale getirecektir. Diyelim ki rakibiniz için maç puanı ve servis sizde: Garanti olsun diye hafif bir servis atabilirsiniz ama rakibiniz bunu kolayca puana çevirebilir. En iyi servisinizi atmaya çalışabilirsiniz ama hata yapma ihtimaliniz de artacaktır. Tüm bunlar kafanızda dolaşırken kalbiniz de fırlayacak gibi atıyor. Kriz anında sakin kalmalı ve en iyi kararı vermelisiniz. Motivasyonunuzu korumak için o anda kendinize ne fısıldayacaksınız?
Maçtasınız ve o çok güvendiğiniz forehandleriniz çalışmıyor: Maçtan düşecek misiniz, yoksa sakinliğinizi koruyup başka yollar arayacak ve elinizden gelenin en iyisini yapmaya devam mı edeceksiniz? Böyle bir durumda maçta kalıp savaşmaya devam edilmesi gerektiğini herkes bilir ama bunu yapabilmek ciddi bir emek ve deneyim gerektirir. Aslında tenis size doğrudan bu anlarda ne yapacağınızı öğretmez, size sadece bu anları deneyimleme fırsatı sunar. Nasıl sakin kalacağınızı veya doğru tercihin ne olacağını deneme yanılma yoluyla bulmanızı sağlar. Her deneyiminizde bir öncekinden daha iyi yönetirsiniz bu süreci. Kendinizi daha iyi tanır, sınırlarınızı daha ileri taşırsınız. Beyniniz edindiği bu çıktıları hayatınız boyunca karşılaşacağınız kriz anlarında kullanmak üzere depolar. Böylece hayat boyu sırtınızı dayayabileceğiniz bir beceriniz olur.
Fakat elbette, yeterince pratikle her zaman ve her koşulda maçı kazanabilirsiniz, asla sinirlenmezsiniz veya hiç hata yapmazsınız gibi bir çıkarımda bulunamayız. Her gün saatlerce antrenman yapan dünyanın en iyi tenisçileri bile raket kırarken, maça küserken, sakatlık bahanesiyle maçtan çekilirken kriz anı yönetimini sadece deneyimle ilişkilendirmek pek gerçekçi olmaz. Bazen iyi gününüzde değilsinizdir, bazen rakip sizi zorlar, bazen de ortada hiçbir sorun yokken işler yolunda gitmemeye başlar. Çelik gibi sinirleri olan üst seviye tenisçilerin bile havlu attığı zamanlar olur ama onlar her zaman düştükleri yerden kalkmayı bilirler. Onları üst seviye oyuncu yapan da yenilgiyi kabullenip ders çıkarabilmeleri ve asla pes etmemeleridir. Wawrinka ve dövmesi “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil” Samuel Beckett
Antrenörüm Mehmet Bostancı’nın da sıklıkla kullandığı ve 3 slam şampiyonu Wawrinka’nın dövmesini yaptırdığı bu söz başarılı tenisçilerin motivasyonları hakkında bize bir fikir sunabilir. Bu sözü içselleştiren insanların sadece teniste değil, hayatlarının her alanında ellerinden gelenin en iyisini ortaya koyacaklarından şüphe duyamayız.
Soğukkanlı kalabilmek, yaşanan duygu yoğunluğuna rağmen rasyonel bakış açısını sürdürebilmek, kendini motive etmek, risk almak ve kısa sürede doğru tercihleri yapmak gibi süreçleri her maçta deneyimleyebileceğiniz bir spor olan tenis, hayata bakış açınızı değiştirecek ve siz farkında dahi olmadan bir kriz anında verdiğiniz her kararın arkasında izlerini taşıyacaktır. Bir tenis aşığı olarak, bu spora başlamak için asla geç olmadığını söyleyerek yazımı noktalamak istiyorum. Sevgiyle ve tenisle kalın” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım