Uzman, Dil ve Konuşma Terapisti Savaş Çelik, gecikmiş konuşma belirtileri ve uygulanan terapi yöntemleri hakkında çok önemli bilgiler verdi. Çorlu’ konusunda uzman olarak görev yapan Savaş Çelik, gecikmiş konuşmanın belirtileri, uygulanan terapi yöntemleri ve daha bir çok konuda önemli açıklamalar yaptı.
Toplumda maalesef yıllardan beri bilimde aranması gereken şifaların Üfürükçü diye tabir edilen şarlatanlar ve merdiven altı yerlerde aranmasını getirdiği acı sonuçların ortadan kalkması adına Uzman, Dil ve Konuşma Terapisti Savaş Çelik, yaptığı yazılı açıklamada şu önemli bilgileri Verdi; “ Dil; insan ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olan iletişim ortamlarında, dışa aktarılmak istenen zihinsel içerikli mesajlar üretmeyi ve diğer insanların aktardığı mesajların içeriğini anlamayı sağlayan bir sistemdir (Torun 2018). Bir çocuk eğer başkalarının söylediklerini anlamakta (alıcı dil) veya duygularını, düşüncelerini yeterli düzeyde sözel olarak aktarmakta (ifade edici dil) güçlük yaşıyorsa o zaman bu bir dil bozukluğudur (Dilkom). Yani Gecikmiş dil ve Konuşma, dil edinim ve üretim süreçlerinde yaşanan gecikmeyi ifade eder.
Gecikmiş Konuşmanın Temel Belirtileri Nelerdir? Ne zaman konuşma terapistine yönlendirilmelidir?
Dil gelişim aşamasında dil ve konuşma değerlendirmesi gerektiren bazı işaretlere dikkat etmek gerekir.
Gecikmiş konuşmanın bazı belirtileri;
*Dokuz aylık bebeklerde babıldama olmaması, sessiz harflerin kısıtlı kullanılması ve ağırlıklı olarak sesli harfler ile babıldamanın gerçekleşmesi bir risk faktörüdür.
*On iki aylık bebeklerde işaret etme ve jestlerin görülmemesi de Gecikmiş konuşmaya işarettir.
*On beş aylıkken en az üç kelimenin olmaması ve ebeveyn sorduğunda 5-10 nesneye veya kişiye bakılmaması da bir risk faktörüdür. On sekiz aylıkken “anne”, “baba” ve başka isimler kullanılmıyorsa ve basit yönergeler yerine getirmiyorsa Gecikmiş konuşma olabilir.
*İki (24 aylık) yaşındaki bir çocuğun en az 25 kelimesi yok ise, beden dili ile kurduğu iletişime sesi ile eşlik etmiyorsa ve istek üzerine resimlere veya vücut kısımlarına işaret etmiyorsa bir dil ve konuşma terapistinin görüşüne başvurulmalıdır.
*Üç yaşındayken en az 50-60* kelime kullanmıyor, isteklerini isimleri ile ifade etmiyor, sorulara yanıt olarak birkaç sözcükten oluşan kalıpları tekrarlıyor (ekolali), edat ve yüklemleri anlamıyor ve iki kademeli yönergeleri yerine getiremiyorsa, herhangi bir yaşta kazanımlar kaybediliyor ve geriye gidiş gözleniyorsa Çocuk Gecikmiş Konuşma sorunu yaşıyordur ve zaman geçirmeden dil ve konuşma terapistine yönlendirilmelidir (Kayıran ark. 2015)
Gecikmiş konuşma gözlendiğinde kendiliğinden geçmesini beklemek erken müdahalenin katkılarını önleyebilir. Gecikmiş dil ve konuşma sorunu yaşayan çocuklar okul çağında da bağlı bazı sorunlar yaşama riskine sahiptir. Araştırmalar iki–beş yaş arası Gecikmiş dil ve konuşma bozukluğu yaşayan çocukların okul çağında okuma ile ilgili zorluklarla karşılaştıklarını göstermektedir. Özellikle ailede Gecikmiş konuşma öyküsü olanlar, hem algıda hem ifadede gecikmesi olanlar ile jest ve mimikleri sınırlı veya hiç kullanmayan çocuklar ileride olası dil bozuklukları için (okuma, yazma, işitsel algı ve sözel ifade) risk altındadır. (Kayıran ark. 2015)
Gecikmiş Konuşmada uygulanan Terapiler:
Terapist (Yapılandırılmış) Merkezli: Katı bir şekilde yapılandırılmış, uygulayıcı merkezli, somut pekiştirçelerin kullanıldığı davranışçı yaklaşımı temel alan ve alanda en yaygın kullanılan yöntemlerdir. Bunlar,
Alıştırma(Drill): Konuşamayan çocukların terapisinde Kategori seçimi, terapinin nerden başlayıp nerde biteceği, kullanılacak araçları, süresi, çocuktan beklenenler ve pekiştireçleri önceden terapist tarafından belirlenir. Tekrarlı şekilde hedef kelimeleri ya da cümleleri taklit ettirme söz konusudur.
Alıştırma oyunu (Drill Play): Alıştırmadan farkı araçları ve pekiştireçleri çocuğun seçtiği yöntemdir.
Modelleme (Modelling): Sosyal öğrenme teorisinden destek alır ve üçüncü bir kişiyi model olarak terapiye dahil eder. Terapistle üçüncü kişi terapi sürecin oynar ve çocuk izler. Sonra çocuktan aynısını yapması beklenir.
Çocuk Merkezli: Oyun ya da çocuğun sevdiği etkinlikler üzerine kurulmuş, ağırlıklı olarak terapiyi çocuğun yönlendirdiği yöntemlerdir.
Doğal Dil Öğretim Yöntemleri: Bu yöntem, çocuk tarafından yalnızca bir “oyun” olarak anlaşılır ve terapiyi çocuk yönlendirir. Terapist bir oyunu hedef kelime ya da cümlelerin azami düzeyde çıkabileceği şekilde oluşturur. Terapistin yapacağı şey etkinliği yönlendirmek değil yalnızca çocuğu izlemek ve ilgisine yönelmek, yaptığını yapmak, yaptığı hakkında konuşmaktır. Hikaye okuma, masa üzerinde ya da halı üzerinde hayali ve/veya kurallı oyun etkinlikleri şeklinde uygulanır.
Konuşamayan çocukların terapisinde genelde, zeka düzeyi düştükçe Klinesyen merkezli; zeka düzeyi yükseldikçe Çocuk merkezli yaklaşımlar ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Klinisyen merkezli yaklaşımlar hedefi daha kolay ortaya çıkarır fakat günlük hayatta kullanılmasını sağlamada sorun yaşar. Çocuk merkezli yaklaşımlarda terapi süreci günlük hayatın bir parçasıdır ya da taklididir. O yüzden genelleme sorunu yoktur. Çocuk öğrendiklerini günlük hayatta kullanmaya daha kolay geçer.
Aileler Evde neler yapabilir: Örneğin Çocuğunuz isteklerini işaretle gösteriyorsa, istediği nesnenin adını veya eylemin doğrusunu (su, ver gibi) söyleyerek model olunmalıdır. Bunu yanında günlük hayatın içindeki rutinlerinizde yapacağınız müdahalelerle yukardaki diyalogları oluşturmaya çalışabilirsiniz.
Yemek yerken, yemekleri masada dağıtın ve çocuğunuzu atlayarak (ona yemek vermeyerek) diğer kişiye verin. Böylece sizden kendisine de vermenizi istemesi için fırsat oluşturmuş olacaksınız. Bu sırada hedeflediğiniz sözcüğü (ver-bana da-ben vb.) söylemesi için “ne istiyorsun?” gibi sorular sorun. Söylemezse siz örnek olun. Örneğin, ‘Ne diyecektik, “bana. (ya da “ver” yada “çorba” vs.)”. hadi sen de söyle.’ gibi. Ve ya çorba verip yanına kaşığı eksik koyarak kaşık istemesini (yukarda ki örnekte olduğu gibi) sağlamalısınız.
Oyun oynarken de aynı şekilde yapılabilir. Oyuncakları eksik vererek, sıra o parçaları kullanmaya geldiğinde istemesini sağlamış olursunuz. Yine hedef sözcüğünüzü söylemesini beklersiniz; söylemezse örnek olarak söyletmeye çalışırsınız. Yinede söylemezse siz hedef sözcüğü söyleyerek istediğini verin.
Oral Motor (dil, dudak ve çene) egzersizlerinin Gecikmiş konuşmada uygulanması:
Dil, dudak ve çene kaslarının zayıf olması dil edinimini etkileyen bir durum değildir. Bu zayıflık konuşma seslerinin doğru üretimini zorlaştıran bir durumdur. Eğer bir çocuk isteklerini konuşarak aktarabiliyorsa ve konuşması anlaşılmıyorsa, bunun yanında konuşma organlarında (konuşmanın anlaşılırlığını etkileyecek düzeyde) herhangi bir zayıflık görülüyorsa (salyası akıyorsa, ağzındaki lokmayı soldan-sağa/sağdan-sola alamıyorsa, lokmayı ağzına alır almaz yutuyorsa; yaptığınız oral motor değerlendirmede herhangi bir sorun varsa) oral motor egzersizler yapılmalıdır. Gecikmiş konuşma sorunu olan çocuklar, konuşmayı sağlayan kasları kullanamadıkları için değil, dil gelişimini sağlayamadıkları için konuşamazlar. Dolayısıyla oral-motor egzersizler konuşmayı sağlamadığı gibi zaman kaybedilmesine de sebep olur.
Örneğin Gecikmiş Konuşma sorunu olan çocuğun “Kitap” diyememesi, /i/,/a/,/k/ ve /t/ de dil; /p/ seslerinde dudak kaslarındaki sorunu nedeniyle değil, “kitap” demeyi bilmediği içindir. Gecikmiş Konuşma sorunu olan çocuklara “kitap” vb dedirtmek (yapılandırılmış ya da doğal yollarla) model olunarak sağlanmalıdır. Seçeceğiniz herhangi bir yöntemde (Alıştırma, Modelleme, Doğal dil yöntemleri) hedef sözcüğün doğru üretimini biz yapacağız ve bunu Gecikmiş Konuşma sorunu olan çocuğa mutlaka göstereceğiz” dedi.