ÇAREYİ ÜFÜRÜKÇÜLERDE DEĞİL UZMANINDA ARAYIN

ÇAREYİ ÜFÜRÜKÇÜLERDE DEĞİL UZMANINDA ARAYIN

Dil ve Konuşma Terapisti ve bunun yanında Yutma Bozukluğu, Kekemelik, İşitme Engeli,Ses Bozuklukları Dil Gelişimi Geriliği gibi bir çok konuda uzman olan Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Savaş Çelik, Gecikmiş Dil ve Konuşma, Belirtileri ve Uygulanan Terapi Yöntemleri çok önemli bilgilendirme açıklaması yaptı.
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Savaş Çelik, toplumda kırılması gereken tabular konusunda önemli açıklamalar yaptı. Toplumda bir çok kişi yıllardır çareyi bilim yerine üfürükçü ve din tüccarlarından araması sonucu gelinen nokta çok dikkat çekici. Çarenin bilimde olduğu mesajını veren Çelik konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi; “Dil edinimi ve gelişmesi doğumla birlikte başlar ve hayat boyu devam eder. Bebekler doğdukları günden itibaren çevrelerindeki sesleri algılamaya, sesler çıkarmaya ve içinde yaşadıkları toplumda konuşulan dilin ana yapısını kazanmaya başlamaktadırlar (Keklik, 2009). Çocuklar dil gelişiminde, dili öğrenmek için gerekli ilkeleri, bilgileri, kelimeleri ve kalıpları erken çocukluk döneminde (0-6 yaş arası) kazanır. Çocuğun, bu bilgiyi kazanması özel bir öğrenim görmeden, ana dilini duyarak tekrarlayarak ve bunlardan farkına varmaksızın birtakım kurallar çıkararak gerçekleşir (Korkmaz 2010).
Normal gelişme gösteren bütün çocuklarda dil gelişimi aynı aşamaları takip etmekte ve basitten karmaşığa doğru bir yol izlemektedir. Bu aşamaların belli bir seviyeye kadar dünyadaki bütün bebeklere ait ortak özellikler taşır (Korkmaz 2010) (Bireysel farklılıklar bu basamakların sürelerini etkilemektedir)
Normal çocuklarda dil gelişimi!
Yeni doğmuş bebeğin davranışlarının çoğu reflekstir. Ağlama, hıçkırma, öksürme ve esneme gibi sesler üretir. Bebeğin ihtiyacını belirtebileceği tek iletişim yolu ağlamadır (Keklik, 2009). Yemek yeme ile ilgili olan bu reflekslerin sürekli tekrarlanması ağlama ve seslenme sonucunda, bebek konuşma sesi üretimi için gerekli olan nefes alma ve ağız yüz yapılarının gelişimini sağlar. Konuşma mekanizmasının asıl görevi, nefes alma ve yemek yemedir. İlk 3 haftada çıkarılan sesler farklılaşmamış, amaçsız, anlamsız rastgele çıkarılır (Megep, 2013). Birinci ayın sonunda ağlamalar farklılaşmaya başlar ve anne bebeğin ağlama nedenini anlayabilir. Ağlama şiddet ve sıklığı gelişme içinde giderek azalırken; bebeğin ses kalitesinde ilk bir yılda belirgin değişmeler olur. İkinci ve üçüncü aylarda bebek, ağlamalarına devam eder; fakat ilk zamanlara oranla bebekler daha az ağlarken, kumru gibi sesler çıkarmaya başlar (agulama aşaması) (Keklik, 2009). Bebek dördüncü ayından itibaren yeni eklemleme biçimlerini geliştirerek ünlü seslerin yanı sıra ünsüz sesler çıkarmayı da başarır (Bilginer, 2002). Başlangıçta refleks olan sesler bu aşamada amaçlı hale gelmeye başlamıştır. Bebek altı aylık olduğu zaman çıkardığı seslerin sayısı artarak, karmaşık ses birleşimleri düzenlemeye başlar (cıvıldama aşaması) (Keklik, 2009). Altıncı ve onuncu aylar arasında bebeğin çıkardığı sesler, çevredeki dilin niteliklerini kazanır ve hece tekrarına doğru ilerler. Ünlü ve ünsüz sesleri birleştirir ve bunları tekrarlar (babıldama aşaması) (Keklik, 2009). Bebek, ses üretimi ile işitmeyi birleştirir. Seçilmiş işitilen sesleri tekrarlar. Bebeğin çıkardığı sesler, anlam yönünden incelendiğinde dikkati çekme, sosyalleşme için kullanıldığı, hoşnutluk verici bir durum veya nesne hatırlandığında sesin yeniden ortaya çıktığı görülür (Megep, 2013).
İlk yılın sonuna doğru çoğu bebek kelime seslerine benzeyen bir dizi ses üretiminde bulunur. Çocuğa özel olan bu kelimeler yetişkinin kullandığına benzemez (jargon). (Keklik, 2009). Ortalama on ikinci ayda ilk anlamlı kelimeyi söyleyebilmektedir. Konuşmaya hazır olma 12-18 aylık çocuklarda görülmektedir. Araştırmalara göre bebeğin söyleyebildiği ilk anlamlı kelimeler 8-18 ay arasında ortalama on ikinci ay civarında ortaya çıkmaktadır (Keklik, 2009). Çocuğun ilk kelime hazinesinin büyük bir bölümü adlardan oluşmaktadır. Genellikle bunlar etkileşime girdiği nesnelerin ve iletişim kurduğu kişilerin adlarıdır. Çoğunlukla ilk kelimeler bir veya iki heceden oluşur. İlk kelimelerin içeriği incelendiğinde adlardan sonra sırasıyla fiiller ve ünlemler gelmektedir; ancak bu kelimeler sözlük anlamında değil, bebeğin anlatmak istediğini ifade eder (Keklik, 2009). Çocuk tek bir kelimeyle, kelimenin gerçek anlamı dışında birçok şey ifade edebilmektedir. Örneğin “ee!” ifadesi bir yaşındaki bir çocuk tarafından, “pis”, “sevilmeyen yiyecek”, “sevilmeyen oyuncak”, gibi bir çok anlamda kullanılabilmektedir (Bilginer, 2002). On beş aylık bebeğin kelime hazinesi genellikle on kelimelik, on sekiz aylık bebeğin otuz ve daha fazla kelimelik, yirmi aylık çocuğun elli ve daha fazla kelimeliktir (Keklik, 2009).
Genel olarak 18-24 ay arası çocuklar iki kelimeyi birleştirerek cümle oluşturmaya başlarlar. Bu ilk cümleler çoğunlukla ad ve fiillerin birleşmesinden oluşur (Keklik, 2009) . İki kelimenin birleşmesinden oluşan konuşma tarzı, gelişme gösterirken çocuk, kelimeleri yan yana getirerek kendi ana dilinin gramer yapısını öğrenmeye başlar. (Megep, 2013). İki yaş dolayları, dil ediniminin en hızlı geliştiği, beyin gelişmesinin en çok hız kazandığı aşama olarak tespit edilmiştir. Üç ve daha fazla kelimeli ifadeler aşaması iki yaş ile üç yaş arasını kapsamaktadır. İki-üç yaş arasında çocuğun kelime hazinesi 400 civarında olup üç-dört kelimeli cümleler çoğunluktadır. Bu aşama çocuğun dil bilgisi yeteneğinde ve kelime hazinesinde en hızlı gelişmenin olduğu aşamadır. Üç yaşındaki bir çocuk içerisinde bulunduğu dile ait temel gramer bilgilerini öğrenmiştir. (Bilginer, 2002).
Yukarda verilen bilgilere rağmen bir çocuğun dil gelişiminde gecikme olduğunu nasıl anlarız? Eğer çocuk 2 yaşına gelmesine rağmen 15- 20 kelime üretemiyorsa ya da 3 yaşına gelmesine rağmen 50-60 kelime üretemiyorsa Dil gelişiminde gecikme/sorun vardır demektir. Gecikmiş konuşma gözlendiğinde kendiliğinden geçmesini beklemek ilerde Konuşmanın anlaşılırlığını düşürmeye, akademik alanlarda (okuma-yazma, matematik, işitsel algı vb) başarısızlığa yol açmaktadır.
Gecikmiş dil ve Konuşma: Çeşitli hastalık ve bozukluklar dil gelişiminde gecikmeye veya atipik dil gelişimine neden olabilir. Bunlar arasında zeka geriliği, yarık damak, beyin hasarları, otizm, işitme engeli, serapral palsi, kafa travması, ve nörodejeneratif (Alzheimer, Parkinson vb.) hastalıklar gibi çeşitli nörolojik hastalıklar yer alır. Ama tüm bunların yokluğunda, yani neden olan özel bir hastalık ya da bozukluk yahut gösterilebilir bir beyin lezyonu olmaksızın da dil ve konuşma sorunları yaşanabilir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
2023-07-26 16:38:10
DEVLETİ SOYANLARA ÇORLU BELEDİYESİ GÖZ YUMDU | Trakya Gündem Gazetesi: […] DEVLET TRİLYONLARCA ZARAR EDERKEN YETKİLİLER NE YAPTI […]
2021-10-22 18:39:12
RUHUNU ŞEYTANA SATMAMIŞ DEVLET YETKİLİLERİ ARANIYOR | Trakya Gündem Gazetesi: […] Merhaba değerli okuyucularım. Çorlu Belediyesinin yolsuzlukları, buda yetmemiş gibi,
2021-10-11 10:42:04