Özel Çorlu Vatan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum
Uzmanı Op.Dr.Nilüfer Atalay Ramazan ayında uzun süren açlık saatlerinin
anne adayını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Anne adaylarına
hamilelik ve oruç ile ilgili dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi
verdi.
Gebelikte oruç tutmak, islamiyette muafiyet gerektiren özel
bir durumdur. Ancak buna rağmen gebe kadınların ramazan ayı içerisinde oruç
tuttuğu görülmektedir. Oruç hem annede hem de gelişmekte olan bebek için
zorlukları ve sakıncaları mevcuttur.
“Bebeğimin daha sağlıklı gelişmesi için çok yemek
yemeliyim.” düşüncesi hemen her hamile kadının aklında olan düşüncedir. En büyük
hata burada başlar. Aslında doğru olan, gebelik döneminde dengeli ve sağlıklı
beslenmektir. Gebelik döneminde az miktarda besinin sık sık yenmesinin sağlıklı
olacağını, bu yüzden de oruç tutmanın gebeler için sağlıklı bir seçim olmadığını
söylenebilir. Uluslar arası bir toplantıda bir çalışma grubunun sunumunda, oruç
tutan gebelerin, %50’sinde zorlandıkları 1/3’ü ise yan etkileri yaşadıklarını
belirtmişlerdir.
Gebelikte beslenme günde 4-6 öğünün eşit aralıklarla
alınması prensibine bağlıdır. Halbuki oruç tutulması durumunda bu prensibe
uyulamayacak ve öğün sayısı genelde 3 ile kısıtlı kalacaktır. Normalde açlığa
uzun süre dayanılabilirken gebelikte bu süre üçte bir oranında daha kısadır.
Beslenmenin zayıf olması kanda düşük şeker seviyelerine,
düşük şeker seviyesi de yağ hücrelerinin yıkımına, bu da kanda keton
cisimciklerinin artmasına neden olacaktır. Ayrıca normal gebelikte ensüline bir
direnç söz konusudur. Yani şeker düşürücü hormona hücre cevabı azalmıştır. Bu
durum da yağ hücrelerinin yıkımına ve ketonemi dediğimiz durumun artmasına neden
olur. Keton cisimciklerinin kanda artmasının ve bebeğe geçmesinin nörolojik ve
psikolojik yan etkileri çok iyi bilinmemekte, uzun vadede bazı olası yan
etkilerden söz edilmektedir. Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını
olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik,
sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Hamilelikte vücutta gebelik hormonları ve karında büyüyen
rahmin oluşturduğu baskı nedeniyle, mide – bağırsak sistemi (Gastroentestinal
sistem) ile ilgili problemler yaşanır. Gebeliğin ilk aylarında artan gebelik
hormonu etkisiyle bulantı ve kusma şikayetleri sıktır. Kusma sık olursa
elektrolit kaybına yol açarak halsizliğe neden olur. Bu nedenle hamileliğin ilk
aylarında sık aralarla kuru gıda alımı önerilir. Kraker, peynirli tost, leblebi
mideyi rahatlatabilir. Kusma nedeniyle potasyum kaybı olur. Bu nedenle muz,
üzüm, kuru kayısı ile bu potasyum kaybı önlenmeye çalışılır. Bu dönemde nadiren
hastanede serum ile tedaviye ihtiyaç duyan anne adayları da olmaktadır. Oruç,
özellikle ilk aylarda yaşanan bu durumu daha da artırabilir. Mide boş kaldığı
için bulantı ve kusmalarda artma görülür.
Oruç, annenin kendi sağlığı ve taşıdıkları bebeğin sağlıklı
gelişimi açısında çeşitli riskler taşır. Oruç tutmayı planlayan hamilelerin, bu
riskleri göz önünde bulundurarak karar vermelerini tavsiye ediyoruz. Gebelikte
vücutta tutulan sıvı miktarı artmaktadır. Bu dengeyi sağlamak için sıvı alımı da
artırılmalıdır. Sıvı alımındaki önemli ölçüdeki bir azalma veya sıvı kaybının
artması (terleme,ishal…) az da olsa bebeğin amniyon sıvısını, annenin böbrek
fonksiyonlarını ve kan basıncını etkileyebilir.
Sahur ve iftar saatlerinde gereğinden fazla besini depolama
çabaları da anne adayında hazımsızlık, kilo artışı gibi şikayetlere neden
olabilecektir. Aç olarak (sahur yapmadan) orucu tamamlama isteği ise daha ağır
yan etkilere yol açacaktır.
Oruçta, gerek gebe olmayanlarda, gerekse gebelerde bazı vitaminlerin ve eser
maddelerin alımı az olmaktadır. Bunların desteklenmesine özellikle dikkat
edilmelidir. Gebeliğin ilk aylarındaki bulantı ve aşerme dönemlerinde orucun
yaratacağı yan etkiler daha derin olabilir.
Daha ileri dönemlerde ise bebek hareketlerinde ve bazı
fonksiyonlarda (kalp, solunum, hareket…) geçici yavaşlamalar, azalmaların
görüldüğü bildirilmiştir.
Oruç tutan annelerde stres hormonu (kortizol) daha yüksek
bulunmuştur. Bebeğin büyüme ve hızlı büyüme dönemlerinde oruç tutmuş olan
annelerin bebeklerinin biraz daha düşük ağırlıklı bebekler doğdukları, ancak
bunun istatistiksel bir anlamlılığının olmadığı bilinmektedir. Normalde bu tür
bebekler yüzde 4 oranında görülürken, oruç tutan annelerin bebeklerinde bu oran
yüzde 8’dir. Sadece tek bir çalışmada gebeliğin son 3 ayında tutulan orucun
sezaryen oranını ve şeker hastalığını arttırdığı, yenidoğan bakım ihtiyacının
arttığı (kuvöz gereksinimi) ifade edilmiş, diğer çalışmalarda bu yönde bir yan
etki veya komplikasyon bildirilmemiştir.
Anne adayında şeker, gebelik şekeri veya yüksek tansiyon
gibi sorunları varsa kesinlikle uzun süre aç kalmamalıdır. Bu gebelerin oruç
tutması doğru değildir. Ayrıca mide ülseri olanlar, karaciğer hastaları ve ishal
şikayeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır.
Oruçla ilgili yapılan bir çalışmada; oruç tutan gebelerde
çocuğun içinde bulunduğu amniotik sıvının azaldığı, diğer bir araştırmada ise
çocuk hareketlerinde azalma olduğu yayınlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl önce yapılan
bir başka çalışmada da; oruç tutan annelerden doğan bebeklerin kilolarında bir
düşüklük saptanmamıştır.
Gebelikte kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur. Oruç
döneminde bu problemle karşılaşma olasılığı artar. Özellikle bağırsakları
çalıştırmak için dengeli ve kabızlığı önleyici posalı gıdaları beslenmek
önerilmektedir. Oruç tutarak uzun süre aç kalan hamileler, iftarda yağlı ve
posasız besinler alınca kabızlık şikayeti daha sık ortaya çıkabilir. Hamilelere
sık sık ve bol su içmeleri önerilir. Ramazanda oruç tutan hamilelerin düzenli
suyu da alamamaları tansiyonda düşmeye ve bayılmaya neden olabilir. Az sıvı
alımı ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarının gelişimine de neden olabilir.
Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) durumunda salgılanan bazı hormonlar, rahim
kasılmalarına sebep olarak, erken doğum riski oluşturabilmektedir.Meleklermekani.com
– gebelikte oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenlerAnne adayının oruç
nedeniyle gün içinde yeterince sıvı alamaması zaman zaman tansiyon düşmeleri ve
hatta bayılmalara neden olabilmektedir..
Sadece gebelik değil emzirme döneminde de annelerin,
özellikle bebeğin tek besininin anne sütü olduğu ilk aylarda beslenmelerine
dikkat etmeleri ve özellikle bol sıvı almaları önemlidir. Bu dönemde annelere
vitamin takviyesi de önerilmektedir. Oruç tutulması sıvı alımının az olmasına
bağlı olarak sütün azalmasına neden olacaktır. Sütün azalması ve besin
değerlerinin azalması belki de bebekler için ek mama takviyesine neden
olacaktır.
Gebeliğin nispeten daha rahat geçen dönemi 3.- 5. gebelik aylarıdır. Bu dönemde
oruç ibadeti daha rahat yerine getirilebilir. İslamiyetin 5 temel şartından biri
olan oruç ibadetinin mutlaka yerine getirilmesi şart değildir. Oruç başka
zamanda da yerine getirilebilir. Bu konuda islamiyetin emri, hamile / emziren
annelerin kendilerini denemeleri, sıkıntı olursa başka zamanda bu ibadetlerini
yerine getirmeleri şeklindedir. Annelerin bu riskleri bilerek karar vermeleri ve
mutlaka doktorlara danışmaları gerekmektedir. Ek tıbbi problemi olan (Yüksek
tansiyon, gebelik şekeri vs.) annelerin oruç tutmaları daha büyük sıkıntılara
neden olabilir. Mutlak oruç tutmak isteyen anne adaylarına öneriler!
• Gündüz saatlerinde mümkün olduğunca dinlenin.
• İftar ve sahur arasında, gıdaları dengeli şekilde dağıtın, sık aralıklar ve
küçük porsiyonlarla protein, karbonhidrat ve bol sıvı alın.
• Kızartma gibi sindirimi zor, çok şekerli, tuzlu ve yağlı gıdalardan uzak
durun.
• Ara öğünler için meyveyi tercih edin. (Ama ölçülü bir şekilde!)
• Sahuru ihmal etmeyin. Sahurda az yağlı-hafif gıdaları tercih edin. Yemek
yedikten sonra hemen yatmayın.
Haber: Abdurrahim yıldırım;