Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun “Tek bir tane dahi Taşeron elemanı açıkta kalmayacak”
açıklamasından sonraki gelişmelerde Güvenlikçilerde kendilerinin kadroya
alınmasını isteyerek “Biz Sözleşme li değil, Kadrolu iş istiyoruz” dediler.
Güvenlik-iş Sendikası Tekirdağ İl Temsilcisi
Reyhan Pöge konuyla ilgili olarak basın
açıklamasında bulundu
Reyhan Pöge Maliye
Bakanı Naci Ağbal’ın açıklaması ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını
ifade ederek, basın açıklamasında şu sözlere yer verdi; “Türk-İş
Konfederasyonuna bağlı Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası Güvenlik-İş olarak
çok büyük çaba ve emeklerle kazandığımız kadro hakkı Sayın Başbakanımız
Ahmet Davutoğlu’nun kamu’da taşeron işçilerin bir kişi bile dışarıda kalmayacak
kadroya alıyoruz açıklamasıyla büyük bir coşku meydana getirmiş,ancak Maliye
Bakanı Naci Ağbal’ın açıklaması ile de büyük hüsrana neden olmuştur. Güvenlik-İş
Sendikası olarak taşeron işçilerine kadro
verilmesi amacıyla hazırlanacak olan yasa tasarısının Maliye Bakanlığınca
yapılan açıklamalar nezdinde, gerçekleştirilmeye çalışılanın aslında ‘Taşeron
İşçilere Kadro Yerine Hak Gaspı’ olduğu ortadadır.
Kamu’da taşeron işçilere kadro hayali bile kurdurmadılar!
Maliye Bakanlığınca
yapılan açıklamalarla birlikte ortaya çıkan ayrıntılar bizlere bir nevi ‘Kamu’da
Taşeron İşçisiyle Dalga Geçilmeye’ çalışıldığını göstermektedir. Getirilmeye
çalışılan yasa tasarısı ile birlikte, geriye dönük hakların ve kıdem
tazminatının yok edilmeye çalışıldığı da ortadadır. ‘Taşeron İşçiler Haklarından
Feragat Edecektir’ düşüncesi bile başlı başına düşünülen yasa tasarısının ortaya
çıkardığı bir hayal kırıklığıdır. Neticesinde 3 yıllık imzalanması düşünülen
sözleşme ile Özel Sözleşmeli Personel statüsünde iş güvencesinden yoksun bir
biçimde kamuda çalıştırılmak istenen taşeron işçiler ‘Sözleşme Değil Kadro’
istemektedirler. Özel Sözleşmeli Personele HAYIR-Kadrolu İşçiliğe EVET diyoruz.
Çalışma hayatını ilgilendiren ve taşeron belası gibi bir sorunu çözmeye çalışan
Hükümet yetkilileri böyle önemli bir konuyu taraflara sormadan, ortak akıla
başvurmadan ben yaptım olacak anlayışı ise Sayın Başbakanımızın sivil toplum
kuruluşları ve Sendikalar ile ilgili yaptığı açıklamaların tam tersidir,hani
bizlere sorulmadan,uzlaşılmadan çalışma hayatında kararlar
verilmeyecekti,bizlerin kaderi Maliye Bakanlığında bir takım bürokratların masa
başında aldığı kararlara mı kalacak,ülkemizde Çalışma Bakanlığı denilen kurum ne
işe yarar. Çalışma Bakanını ilgilendiren bir konu da ülkemizin çalışma hayatında
geldiği nokta ortadadır. Bizler özel güvenlik görevlileriyiz; bizler zaten bir
statüye sahibiz, bizler 5188 sayılı Özel Güvenlik Görevlileri Kanununa tabiyiz
ve 4857 sayılı iş kanununa göre işçiyiz. ‘’Özel Güvenlik Görevlileri işçidir ve
işçi kalacaktır’’ Dolayısıyla düzenlenecek ve çalışma hayatında kaosa neden
olacak bu statüyü asla ama asla kabul etmiyoruz. Özel sözleşmeli personel
statüsüne geçmek isteyen taşeron işçilerine sınav şartının getirilmesi ise tam
bir muammadır, sınavı kazanamayan taşeron işçiler açıkça işsiz kalacaktır, bu
nasıl güvencedir. Taşeron tasarısının bu haliyle meclis de görüşülmesi sağlıklı
değildir. Taşeron işçilere kadro veriliyor aldatmacası ile birlikte düzenlemenin
yasalaşması halinde yaşanılacak durumun mevcut düzenden daha kötü bir halde
olacağı ortadadır. ‘Kadrolu Çalışma Hayal Olacaktır. Düzenlemenin yasalaşması
halinde unutulmamalıdır ki ‘Taşeron Tasarısının Sendikaları Bitirecek’ bir
işlevi de bulunmaktadır, Bizler Türk-İş konfederasyonuna bağlı Güvenlik ve
Savunma İşçileri Sendikası olarak gerekiyorsa ‘Taşeron Tasarısına Karşı
Meydanlara İnerek’ hakkımızı arayacağız. Bu düzenlemenin bizi mevcut halimizden
daha geriye götüreceğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Taşeron işçilerin hakkı
‘Kadrolu İşçi’ olmaktır. Hakkımız olanı alana kadar, bu zamana kadar olduğu gibi
özel güvenlik işçileri ve üyelerimiz için bundan sonra da her türlü mücadeleyi
vereceğiz. Güvenlik-İş Sendikası Olarak ‘’Yanlışa Evet Diyemeyiz’’
dedi.
Haber: Abdurrahim
Yıldırım