Yaklaşık 50 kişinin katıldığı seminer 3
saati aşkın süre devam etti.
Abdurrahman
Antakyalı Bir Haberi Fotoğraflamak konulu eğitim seminerinde katılımcılara,
haber fotoğrafçılığını diğer fotoğraf türlerinden ayıran özellikler,
gazetecilerin göreve gitmeden önce, görev sırasında ve yayın aşamasında dikkat
edeceği noktalar, fotoğraf seçiminde göz önünde bulundurulması gereken
kriterler, haber fotoğrafçılığında yaratıcı fotoğraf tekniklerinin kullanımı ve
arşivin önemi konularında bilgiler aktardı.
“Türkiye’de
Ağırlıklı Olarak Yapılan Haber Fotoğrafçılığıdır”
Fotoğrafta
beni çok çok mutlu eden olay bir türlü ustalık mertebesine ulaşamıyorsunuz
diyen Antakyalı: “Yeni yeni şeyler öğreniyorsunuz. 25 yıldır yaklaşık olarak bu
işin içerisindeyim. Bu süre içerisinde daha genç arkadaşların çektiği kontra
fotoğrafları görünce nasıl yani diyorsunuz. 25 yılda nelerde eksik kaldığınızı
genç bir arkadaşınızın fotoğrafına bakınca görebiliyorsunuz. Yaptığımız iş
bizim haber fotoğrafçılığı, foto muhabirliği, basın fotoğrafçılığı bunların
hepsi aynı kavram gibi geliyor ama ayrıştıkları noktalar var. Türkiye`de
ağırlıklı olarak yapılan haber fotoğrafçılığıdır” dedi.
“Çorlu`da Canlı,
Diri Bir Gazetecilik Yapılıyor”
Antakyalı:
“Burada ilk izlenimim, Çorlu`da canlı, diri bir gazetecilik yapıldığı oldu.
Foto muhabiri çok geziyor niye orada olmayanların gözü, çünkü foto muhabiri
orada olmayanların gözü, yani okur gözünü emanet etmiş bu kişiler bunlar
gidiyor olayı belgeliyor, belgelediklerinde de kamuoyuna orada neler olduğunu
anlatıyor. Bu anlatımın insanın egosunu şişiren bir özelliği de var. Benim
gözümden görüyorlar, düşüncesine kendisini kaptıran emin olun bir şey olamıyor.
Şu sorumlulukla yaklaşan, benim gözümden yaklaşmalıyım ve her şeyi doğru
anlatmayalım diyenler, bu şekilde çalışan arkadaşlarımızı, 25 yıllık görev
süremde tanık olduklarımızı saygın yerlerde görüyor ve isimlerini anıyoruz”
diye konuştu.
“Gözüyle
Görmeyene Sizin Gözünüzden Bilgiler Veriyorsunuz”
Haber
fotoğrafçılığı konusunda bilgiler veren Abdurrahman Antakyalı: “Muhabir
kelimelerle yazıyor, biz fotoğraflarla, görsellerle insanlara olayı
anlatıyoruz. İnsanlar gözümle görsem inanmam derler biz işte gözünle göreceğin
buydu diyerek önüne getiriyoruz. Gözüyle görmeyene, sizin gözünüzden
getirdiğiniz bilgileri vermek için olayı çok iyi anlamanız ve hiçbir tereddüde
mahal vermeden getirmeniz gerekiyor.
Foto muhabirleri, muhabirlerden farklı olarak ekipmanla çalışıyorlar
içinde hem fotoğraf kısmı var hem muhabirlik kısmı var ikisini iyi
özümsediğimiz anda bunları iyi kaynaştırdığımız anda başarıya ulaşabiliyoruz.
Kimisini görüyorum fotoğraf anlamında çok iyi fotoğrafçı teknik anlamda ama iki
satır yazıyı oluşturamıyor altına. Kimi arkadaşlarımız var çok iyi haberci
misyonu var iyi yapıyor işini ama çektikleri fotoğrafları haber mantığıyla
içinde her şey olsun mantığı ile çektikleri için konuyu çok çok dağıtıyor,
konunun dışına çıkıyor, çektikleri fotoğraflarda odaklanamıyoruz” şeklinde
konuştu.
Haber
Fotoğrafının Değerini Belirleyen Ölçütler
Herkesin
fotoğraf çektiğini ancak bir haber fotoğrafını belirleyen ölçütlerin neler
olduğunu da aktaran Abdurrahman Antakyalı: “Neye göre haber fotoğrafı oluyor,
diğer fotoğraflardan ayıran ne oluyor. Medya kuruluşları ya da kamuoyu için
haber fotoğrafı hangisi oluyor. Haber fotoğrafının değerini belirleyen
ölçütler, etki, yakınlık, zamanındalık, şöhret, sıra dışılık, çatışma, duygu
olarak sıralanıyor” dedi.
“Etkisi Yüksek
Olaylar Gazetelerine Manşetindedir”
Antakyalı
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Etkisi büyük olaylarda bir takım davranış
şekillerimiz var, olması gereken. Bunlardan bir tanesi gazeteler, medya
kuruluşları bu olaya büyük bütçe ayırırlar, birden fazla muhabiri oraya
gönderirler. Gazetecilik anlamında çok heyecan verici işlerdir bunlar. Bizim en
büyük lüksümüz, çalıştığımız dönem içerisinde hep şunu söylerim, hem fotoğraf
çekiyorum, üzerine para verdiler ve tarihi bana bire bir izlettiler. Her şeye
tanık yaptılar beni. Bu tarz olaylara da daha fazla ilgili gittik, duygu
birikimi oldu. Hepsini elimizden geldiğince izlemeye gayret ettik. Etkisi
yüksek olaylar gazetelerin manşet yerindedir. Üst tarafındadır, katlandığı
zaman oraya girecektir o haber ya da o fotoğraf. Orada daha ciddi bir
sorumlulukla elimizden geldiğince hareket etmeye çalışırız. Burada kendi bilgi
birikimimizin dışında antenlerin sürekli açık olması lazım. Gelişmeleri çok çok
iyi duyup öğrenmemiz gerekiyor, nerede ne oluyor, ne bitiyor. İşin muhabirlik
kısmı bu tarz olaylarda, birazcık daha etkisi yüksek olaylarda ön plana
çıkıyor.”
“Hızlı Refleks
Veren Muhabirden Değerli Bir Şey Yok”
Habere
giderken son anda gitmek değil, zaman ayırıp önceden bilgi toplayarak gitmek
gerekiyor diyen Antakyalı: “İnternet medyasının da devreye girmesiyle hızlı
refleks veren muhabir, foto muhabirinden değerli başka bir şey yok. Ben yeni yetişen gençlere güveniyorum.
Sorguluyor, araştırıyor, öğrenmeye çalışıyorlar. Tüm bunları yaparken hız da
çok çok önemli” dedi.
“Yereldeki
Arkadaşlara Çok İş Yaptırıyorlar”
Abdurrahman
Antakyalı ayrıca: “Yereldeki arkadaşlara o kadar çok iş yaptırıyorlar ki,
hepsini yaptırınca biri eksik kalıyor. Her şey planlama ve çok çabuk karar
almayı gerektiriyor.
Foto
muhabirleri, fotoğrafını çekecekleri Cumhurbaşkanı ya da Başbakanın hangi
eliyle halkı selamladıklarını, arabaya nasıl bindiklerini bilirler, ona göre
pozisyon alırlar. Foto muhabiri bunların hepsini bilir” diye konuştu.
“Hepimiz Medya
Patronuyuz”
Editörün
fotoğraf seçerken estetik, teknik ve içeriğe dikkat ettiğini de sözlerine
ekleyen Abdurrahman Antakyalı: “Habere uygunluk, anlatımda canlılık ve etik
değerleri de göz önünde bulundurur.
Çok
okuyan mı, çok gezen mi bilir diye sorulur ve sürekli tartışılır. Foto
muhabirliğinde ise tartışmasız çok gezen çok çeker, çok gezen iyi çeker.
Kendimize açı yaratmak için gezip, açı değiştirmemiz lazım. Muhabir için iki
bacak lazım, bol bol dolaşacak. Haber eserdir, telif hakları yasasına göre
haber eserdir. Fotoğrafın nerede
çekildiğini anlatabilmek için kent sembollerinin bulunmasına dikkat edin.
Düzgün
fotoğraf çekmek satranç gibidir. Planlama ve keşif çok önemli. Artık sosyal
medya var, facebook sayfası var eğer bir çıkış noktası arıyorsak hepimiz medya
patronuyuz. Herkes gazetecilerin ahlakını sorguluyor ama vatandaşın, yurttaş
gazetecilerin ahlakını yerlerde sürünüyor. Işığı en iyi kullanan fotoğrafçı en
iyi fotoğrafçılardandır. Kağıda yazı yazarken mürekkebi fazla verirseniz yazı
dağılır, az verirseniz ise yazı okunmaz” şeklinde konuştu.
“Teşekkür
Ediyorum”
“Bu eğitim seminerimizde bizleri yalnız
bırakmayıp davetimize icabet eden basın mensubu ve fotoğrafsever
arkadaşlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum” diyen Çorlu
Gazeteciler Derneği Başkanı Levent Silistre ise: “Çorlu Gazeteciler Derneği
olarak 2006 yılından itibaren faaliyet gösteriyoruz. Geçtiğimiz yıl yapılan
kongre sonrası görev alan yeni yönetimimizle birlikte gazetecilerimizin
eğitimine biraz daha ağırlık vermek istedik. Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ile
birlikte protokol imzalayarak, hızlı yazım kursları, temel fotoğrafçılık eğitimleri,
yabancı dil kursları gibi eğitimlere kısa süre içerisinde başlayacağız.
Bunlardan ilkini, Abdurrahman Antakyalı ile “Bir haberi fotoğraflamak” konulu
seminerle gerçekleştiriyoruz. Bu yüzden Abdurrahman Antakyalı’ya verdiği katkı
ve destekten dolayı, ayrıca tüm meslektaşlarım ve fotoğraf severlere de eğitimimize
katıldıkları için teşekkür ediyorum” dedi.
Programın
sonunda Çorlu Gazeteciler Derneği tarafından düzenlenen eğitim seminerine
katılanlara, katılım belgeleri verilirken, Çorlu Gazeteciler Derneği Başkanı
Levent Silistre tarafından Abdurrahman Antakyalı`ya teşekkür plaketi takdim
edildi.
Haber.
Abdurrahim Yıldırım