SİYASETİN BAYRAM ÇOCUKLARI

16.09.2010

Geçtiğimiz haftalarda siyasetin sünnet çocuklarından bahsetmiştim. Birilerinin maskarası ve maşası olmuş sözüm ona bazı siyasetçi bozuntuları iki tane koyunu gütmekten acizlerdir, çıkıp bu milleti yönetmeye kalkarlar. Aslında bırakın bu milleti yönetmeyi, yanlarında süs köpeği gibi gezdirdikleri birkaç abla, abiyi yönetmekten aciz olanlar, bu milleti asla yönetemezler.

SİYASETİN BAYRAM ÇOCUKLARI
Geçtiğimiz haftalarda siyasetin sünnet çocuklarından bahsetmiştim. Birilerinin maskarası ve maşası olmuş sözüm ona bazı siyasetçi bozuntuları iki tane koyunu gütmekten acizlerdir, çıkıp bu milleti yönetmeye kalkarlar. Aslında bırakın bu milleti yönetmeyi, yanlarında süs köpeği gibi gezdirdikleri birkaç abla, abiyi yönetmekten aciz olanlar, bu milleti asla yönetemezler. Koyun sürüsü anlayışıyla bakılan bu güzel ülkenin güzel insanları, maalesef ki bu rezaleti göremiyorlar. Birileri de bunu fırsat bildiğinden sünnet çocuğu gibi, ramazan siyaseti yapıp bayramlık tafralarla vatandaşın gözünü boyuyor. Aslında bunların amaçları halka, hakka hizmet değil, kendilerine ve yandaşlarına hizmet etmektir. Yanına bir iki abla alıp dolaşan kendini siyasetçi sanmaya başladığı şu günlerde, zamanı geldiğinde, geçmişlerindeki o kirli defterleri o ablaların örtebileceğini sanmıyorum. Her yerde bazı şeyler işe yaramaz. Ne kadar da iyi ve güzel olsa da. Bunlar birilerine yapıştılar mı Kırım Kongo kenesi gibi bırakmazlar. Daha dün küfür ettikleri zihniyete, düşünceye bu gün köle olabiliyorlarsa, bizim sünnet çocuğu bayramlık siyasetçiler için tam biçilmiş birer kaftandırlar. Tencere yuvarlanmış kapanı bulmuş. Bu tip siyasetçiler son zamanda baya çoğalmaya başladılar. Ablalar da çoğalmaya başlar arkasından.Eskiden beri var zaten.
Neyse bayram üstü fazlaya gerek yok birileri ne demek istediğimi gayet iyi anladı. Mübarek Ramazan, ardından bayram derken duvara asılmış baltalar inecek. Bayramdan sonra bakalım ilk kime kısmet olacak. Zamanla göreceğiz.
Özlem Yemişçi’den örnek davranış!
Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Özlem Yemişçi, geçen hafta bazı basın organlarında çıkan haberler ve yazdığım köşe yazısından sonra, gelişmeleri çok iyi takip etmiş olacak ki, bizzat kendisi beni ve bir çok basın mensubunu arayarak konuyla ilgili olarak yapıcı ve güzel değerlendirmelerde bulundu. En azından kendimle ilgili olan kısma gelecek olursak. Başkan Özlem Yemişçi basında çıkan haberlere duyarlılığını, haberlere, yazılara karşı ciddi bakış açısını gösterdi. Bir çok konuyu sıcağı sıcağına diyalog yoluyla çözmek en güzelidir. Uzadıkça tadı kaçıyor bazen. Bayramdan sonra basınla bir aryaya geleceğini bildirdi. Bu güzel gelişmenin yanında eleştirileri her zaman yapıcı ve olumlu yapmanın ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Bazıları vardır ki, kendilerini bir halt olmuş zannederek insanlara tepeden bakarlar. Aslında bunlarda biraz aşşağlık kompleksi olsa gerek ki, bu kadar seviyelerini ve temsil ettikleri makamı düşürebiliyorlar. Daha düne kadar nerde olduklarını kendilerinin de gayet iyi bildiği bazı işçi hakkı savunduğunu zannedenler, belli bir süre sonra kendilerini öle tepelerde görmeye başlamışlar ki, aradınız mı üç ayda ulaşamazsınız nerdeyse. Kendilerini bu kadar tepede görenler şunu gayet iyi bilmeleri gerekir. Yanında el pençe durduğun büyüklerinle zamanında gayet samimi bir şekilde kapısını bile vurmadan girenler, şimdiki ağa babalarının yanına da girebilirler. Bazı kişiler geldikleri makamı ve mevkii kaldıramadıkları gibi. Altında ezilirler. İsmi lazım değil bazıları, daha birkaç yıl öncesine kadar canım cicim dediği kimselere şimdi sırtını dönebiliyor, onlara tepeden bakmaya çalışacak kadar düşe biliyorsa, bunlar kimsenin hakkın savunamazlar. Kimsenin alın terine sahip çıkamazlar. Ancak büyük amcaları ve patronların maşası olurlar.
Değerli okuyucular. Mübarek ramazan bayramınızı en kalbi duygularımla kutlar. Bayramın tüm ulusumuza, İslam alemine, bölgemize huzur ve mutluluk getirmesini temenni ederim.
Hayırlı bayramlar.