Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, partisinin Çorlu İlçe Teşkilatınca düzenlenen programda sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Program konuşan Bakanlarda Müezzinoğlu “sağlıklı gelecek için sağlıklı sandığa ihtiyaç var” derken, Bakan Yazıcı ise “hiç kimsenin, Başbakanımızın karizmasını çizmeye hak ve yetkisi yok” dedi.
Bakanlar Yazıcı ve Müezzinoğlu, Çorlu Silver Side Hotel Gümüşyaka Salonu`nda düzenlenen sabah kahvaltısında Çorlu`da bulunan mahalle ve köy muhtarlarının yanı sıra sivil toplum örgütlerinin ve hemşeri derneklerinin temsilcileri ile bir araya geldi.
Bakan Hayati Yazıcı:
“Türk Milleti Engin Sezisiyle En Doğru Seçimi Yapıyor”
Toplantıda konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı: “30 Mart seçimlerine 49 gün kaldı. Seçimler demokratik siyasi hayatın en önemli dönemeçleridir. Seçimlerde ya daha önce seçtiklerinizi takdir eder onaylarsınız veya değiştirirsiniz. İdeolojik bağnazlıktan arınmış olarak hizmet için karar veriyor olmanız hayati derecede önemli. Siyasetin dibe vurduğu dönemi bir kenara bırakırsak Türk milleti engin sezisiyle hizmet perspektifi doğrultusunda seçimini yapıyor” dedi.
“Tutamayacağımız Hiçbir Sözü Vermedik”
Bakan Yazıcı: “AK Parti döneminde yaşanan değişimi, dönüşümü dikkate aldığınızda Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığındaki Cumhuriyet Hükümetleri faaliyetlerini sürdürüyor. Değişimlerin, dönüşümlerin ve kazanımların arkasında binlerce parametre var. Biz hiçbir zaman milletin gündemi ile hükümetin gündemini ayırmadık. Siz gündem olacaksınız dedik ve bu doğrultuda hareket ettik. Kanun çıkarırken, karar alırken siz gündem olacaksınız dedik, düzenlemeler yaparken milletin gündemi ile hükümetin gündemini örtüştürerek çalışma yaptık. Partimizi zan altında bırakacak düzeyde, yönetim kadrolarımızda yer alan yöneticilerimiz yapamayacakları hiçbir vaatte bulunmadı. Dolayısıyla biz son derece gerçekçiyiz. Önceleri bilirsiniz, verilen sözlerin tutulmadığını hatırlarsınız, biz hiç böyle bir duruma düşmedik. Verebileceklerimizi, yapabileceklerimizi imkanlara göre, bütçemize göre söyledik. Bu kararlı ve gerçekçi duruşun göstergesidir” diye konuştu.
“En Büyük Bütçeyi Eğitime ve Sağlığa Ayırdık”
Faaliyetlerimizin merkezinde insan var diyen Bakan Yazıcı: “İnsanı görmeyen, ıskalayan bir faaliyetin başarı şansı yok. Biz Şeyh Edebali`nin Osmanlı İmparatorluğu`nun kurucusu Osman Bey`e söylediği insanı yaşat ki devlet yaşasın sözü ile hareket ediyoruz. Yaratılmışların en kutsalı insandır. Seçim döneminde de adaylarımızı belirlerken, teşkilat çalışmalarımızı yürütürken merkezde hep insan vardı. Devleti insanlar var eder. Millet kendisine hizmet etmek için, kamu düzenini kurmak için devleti oluşturdu. Siyaset biliminde de devlet hakkı yok ama insan hakkı var. Bunun için çok değerli Başbakanımız biz sizin hizmetkarınızız diyor. Yaptığımız bütçelerden de belli bir durum bu. En büyük bütçeyi eğitim ve sağlığa ayırdık” şeklinde konuştu.
Bakan Hayati Yazıcı ayrıca: “Hizmet ünitelerinin bulunduğu yerler millete aittir, bunlar milletindir dedik. Eğitim dedik bu konuda 81 ilde üniversite açtık. 1957 yılında Atatürk Üniversitesi kurulurken Erzurum`a üniversite mi olur diyenler olmuş, karşı çıkmışlardı. Bugün üniversite olmasa Erzurum`un hali ne olurdu. Üniversiteler sadece gençlerin okuduğu mekanlar değildir, birer iletişim fabrikasıdırlar” dedi.
“Kimsenin Başbakanımızın Karizmasını Çizmeye Hakkı Yok”
Geçen süre zarfında Türkiye`yi restore ettik diyen Bakan Yazıcı: “Bizim siyasi tarihimiz darbeler tarihidir. Hemen hemen her 10 yılda bir müdahaleler olmuş, anayasanın, yasaların belirlediği görevler dışında görev icra etmeye kalkan kurumlar olmuştur. 2007 yılında Anayasa Mahkemesi 411 üyenin kabul ettiği değişikliği durdurdu. Güvenlikte görevli kurumlar içinde, kendilerini çok akıllı sanan bazı kişiler Türkiye’nin elden gittiği kaygısıyla, milletin temsilcisi hükümetin görev ve yetkilerini ortadan kaldırmaya yönelik eylem tasarladılar. Aslında her kurum kendi görev ve yetki alanı dışına çıkmadan çalışırsa sorun olmaz. Biz herkesi görev ve yetki alanı içerisinde çalışabileceği duruma getirdik. Sosyal alanda faaliyet gösteren dernek, vakıf, sendika cemaat, her neyse onların da sosyal alan içerisinde kalmaları gerekiyor. Elbette sosyal alan içerisinde olsunlar. Bu durum çoğulcu demokrasinin gereği olarak da önemli. Ancak hiçbir yapının hükümeti şekillendirmeye, seçim dışında hükümete müdahalede bulunmaya, Başbakanımızın karizmasını çizmeye hak ve yetkisi yok” şeklinde konuştu.
“En Önemli Faktör Güven ve İstikrar”
Bakan Yazıcı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye`nin yönetim sorumluluğunu üstlendiğimiz günden bu yana hiçbir ayrım yapmadık. 786 bin kilometrekare eğer bir mülkse bu mülkte hepimiz eşit şekilde hak sahibiyiz. Biz doğu, batı ya da etnik köken, mezhep ayrımı yapmadan çalıştık. 2009 yılında Tekirdağ vardı şimdi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi var. Bu bir vizyondur. Değişim ve dönüşümü 30 Mart seçimlerinde gerçekleştirmek istiyoruz. Bu hedef için durmadan koşuyoruz. Durmak yok yola devam sloganını biz kendi kendimize söylüyoruz, muhataplarımıza değil. Çünkü biz siyaseti millete hizmet etmenin aracı olarak görüyoruz. Kimisi çıkar ya da rant için kimisi de statüsünü korumak için siyaseti görüyor biz bunlardan değiliz. Vatandaşın Allah razı olsun demesi bizim siyasetten beklentimizdir. Biz siyaseti bunun için yapıyoruz. Dünyada 17., Avrupa`da 6. büyük ekonomiyiz. Hedefimiz dünyada 10. büyük ekonomi olmak. 2002 yılında 3 bin küsur dolarak olan kişi başı geliri bugün 11 bin 200 dolar seviyesine çıkardık. 2023 hedefimiz bu rakamı 25 bin dolara çıkarmak. Bu seçimlerin Türkiye siyaseti nin geleceği açısından da farklı sonuçlar doğurabileceği de düşünerek sandığa gidin. Sandığa giderken de Türkiye`nin geleceğine ve çıkarlarına göre hareket edin. Sandığa gidecek olan yakınlarınıza, komşularınıza, dostlarınıza en önemli faktörün güven ve istikrar olduğunu da tavsiye edin.”
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu:
“Yerel Yönetimler Asla Vazgeçemeyeceğimiz Bir Alan”
Sağlık Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada: “Demokrasi için yerel kalkınma süreçlerinde yerel süreci başlatma adına 30 Mart seçimleri öncesinde sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyum. Yerel yönetimler, özellikle bizim Sağlık Bakanlığı olarak asla vazgeçemeyeceğimiz birlikte çok işler başaracağımız alan. Biz Sağlık Bakanlığı olarak kişilerin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için aile sağlığı ve toplum sağlığına son derece önem veriyoruz. Hasta olup da iyi olma hayali kurma yerine, sevdiklerimizle güzel yaşam hayali kurmak daha anlamlı olacaktır” dedi.
“Sağlıklı Gelecek İçin Sandığın Sağlığını Korumalıyız”
Bakan Müeezzinoğlu: “Daha çok hastane, daha çok doktor, daha çok ilaç, daha çok teknoloji yerine sağlıklı kalabilmek, sağlıklı kalmayı sürdürebilmek daha önemlidir. Saplıklı yaşamı merkeze alabilirsek inanıyorum ki, daha çok hastane, daha çok doktora mahkum olmaktan uzak olabiliriz. Sağlık artık sadece Sağlık Bakanlığı değil, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve en önemlisi de yerel yönetimler için önemli. Yerel yönetimler sağlıklı toplum için son derece önemli. Hepimizin ailesi var. Sizler çocuklarınıza evinizde sağlıklı bir ortam sağlayabilirsiniz. Ancak çocuklarımız o şehrin sokaklarında, mahallelerinde büyüyorlar. Sağlıklı bir çevre olmadığı zaman, siz evinizde istediğiniz kadar sağlıklı ortam sağlayın. Önemli olan yerel yönetimlerin 0 – 5 yaş okul öncesi çocuklar için neler yaptığıdır. Önemli olan 5 – 10 yaş grubu çocuklar için 15 – 20 yaş gençler için ne gibi çalışmalar yapıldığıdır. Yerel yönetimler, çocuklara anne ve babaları sahip çıksın mı diyecek yoksa onların sosyalleşmesine imkan sağlayacak merkezler mi oluşturacak. Yerel yönetimler çocuklara ne kadar değer veriyor. Tüm bunları konuşacağımız 50 günlük süre kaldı. Sağlıklı toplumların oluşması böyle bir alt yapı kurulması, böyle bir mantalitenin yerleşmesi ile olur. Eğer bunu yapabilirsek Türkiye`nin yarınlarını, Mustafa Kemal Atatürk`ün söylediği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırabiliriz. Sağlıklı bir gelecek için bunların yanı sıra sağlıklı bir sandığa ihtiyaç var. Milli iradenin, demokrasinin sağlığını,. Eğer bunları koruyamazsak iki de bir kapalı kapılar ardında siyaset mühendisliği yaparak toplumun ruh sağlığını bozmaya çalışırlar” diye konuştu.
“Menderes`i Değil Milli İradeyi İdam Ettiler”
1960 yılında Menderes`i yolsuzlukla suçlayarak astılar diyen Bakan Müezzinoğlu: “Orada da savcı vardı. Menderes`i, Polatkan`ı, Zorlu`yu, idam edenler orada sadece onları idam etmediler. Milli iradeyi idam ettiler, Mustafa Kemal Atatürk`ün hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözünü idam ettiler. Bu ülke 12 Eylül`ü, 28 Şubat`ı gördü. Yüzde 47 oy almış olan partiye bir savcı kapatma davası açtı. 11 hakimin görev aldığı o davadan AK Parti 1 oyla kurtuldu. Orada kurtulan AK Parti miydi, Recep Tayyip Erdoğan mıydı, milletvekilleri miydi, milletin iradesi miydi? Milli iradeye tuzak kurarak sağlıklı toplum oluşmaz” şeklinde konuştu.
“Sandığa, Milli İradeye Sahip Çıkın”
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ayrıca: “Bizim 2023 yılı vizyonumuzda 2 trilyon milli bütçesi olan, 3. havaalanını yapmış, Kanal İstanbul Projesini tamamlamış bir Türkiye hedefliyoruz. Hedeflerimizin arasında Şehir Hastaneleri ile sadece 76 milyon vatandaşımıza değil, bölge coğrafyasına hizmet vererek sağlık turizmi ile 10 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Bundan İngiltere, Almanya, Fransa rahatsız olabilir. Ama içeride vatandaşlarımızın hele hele Adında halk olan Cumhuriyet Halk Partisi`nin, adında milliyetçilik olan Milliyetçi Hareket Partisi`nin rahatsız olmasını anlamak mümkün değil. Millete kurulan tuzaklara, sessiz kalıyorlar, alkış tutuyorlar. Mustafa Kemal Atatürk`ün bize bıraktığı vasiyet için önümüzdeki 50 gün gece gündüz çalışmamız lazım. Biz size Özlem Yemişçi`yi, Mustafa Yel`i belediye başkanı yapın demiyoruz, sandığa milli iradeye sahip çıkın diyoruz. Mustafa Yel kendini ispatlamış, Özlem Yemişçi kendini ispatlamış, gördüğüm kadarıyla Çorlu hazır, sizler hazırsınız” dedi.
Sigarayı Bırakanlara 150 TL`lik Hediye Çeki
Konuşmasının ardından Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı`yı da sahneye davet eden Bakan Müezzinoğlu 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü vesilesi ile sigarayı bırakan Hamdi Çözer, Nebiye Fidan ve Ersoy Avcıoğlu`na hediye çeki takdim etti. Bakan Müezzinoğlu salonda bulunanlardan da sigaralarını bırakmalarını isteyerek: “Sigara paketlerinizi masaya bırakın, ben de onları toplayarak günün anısına Başbakanımıza götüreyim” dedi.
AK Parti Tekirdağ Milletvekili ve Çorlu Belediye Başkan Adayı Özlem Yemişçi:
“Bütün Çorlu Burada”
Kahvaltıda konuşan AK Parti Tekirdağ Milletvekili ve Çorlu Belediye Başkan Adayı Özlem Yemişçi de: “Salona baktığımız zaman yaklaşık 250 kişinin bir arada kahvaltı ettiğini görüyorum. Ancak burada sadece 250 kişi kahvaltı etmiyor. Temsil ettiğiniz kurumlar, yaptığınız görevler itibariyle bütün Çorlu burada, 250 bin kişi burada. Hepimizin amacı aynı, hepimiz temsil ettiğimiz kurumlar itibariyle Çorlu halkına hizmet etmeyi amaçlıyoruz. Çorlu`da taşın üstüne taş koyduğunuz için teşekkür ediyorum” dedi.
Yemişçi: “5 Aralık 2013 tarihinde Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan`ın katıldığı programda Çorlu Belediye Başkan Adayı olarak karşınıza çıktım. Daha önce Çorlu`da oda başkanlığı yaptığım dönemde de milletvekilliği dönemimde de sizlerle birlikte sürekli istişare halinde oldum. Bundan sonra da herkesi tek tek gezeceğiz, sorunlarınızı, hayallerinizi, isteklerinizi dinleyeceğiz.
Bu seçim döneminde Çorlu Benim Her Şeyim Sloganını benimsedik. Eğer herkes bu düşünceyle hareket ederse çok daha güzel olacak. Bölgemizde bazı sorunlar var. Bu sorunların biri de Ergene Nehri`ndeki kirlilik. Bu konu sadece Çorlu`yu ilgilendirmiyor, tüm Trakya`yı ilgilendiriyor. Son 2 yıldır yapılan çalışmalarla bu sorun çözülüyor. Sanayi bölgeleri artık organize sanayi oldu. Sorunlar yavaş yavaş çözülmeye başlandı. Bölgemizde yerelde de sorunlar var. Bu sorunları çözmek için, kronikleşmiş sorunların üstesinden gelmek için, Çorlu olarak 2023 yılında nerede olacağımızın hayallerini kurmak için sizlerle tek tek görüşeceğim. Taşın üzerine taş koymaya devam edeceğiz” diye konuştu.
AK Parti Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Yel:
“Tekirdağ`ın Röntgenini Değil MR`ını Çektim”
AK Parti Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Yel konuşmasında: “30 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilecek olan yerel seçimleri çok önemsiyoruz. Yerel yönetimlerde bundan böyle yeni bir dönem başlıyor. Tekirdağ`ın 257 köyü, 24 beldesi, 11 ilçesinde son 9 yılda yapılan ne kadar kamu hizmeti varsa hepsinin altında imzası olan bir kardeşinizim. Bu nedenle bölgede yapılanları da yapılamayanları da çok iyi biliyorum. Görev sürem boyunca Tekirdağ`ın röntgenini değil adeta MR`ını çektim. Nelerin nasıl yapılması gerektiğini biliyorum. 31 Mart 2014 tarihinde Yüce Rabbim nasip ederse, milletimizi görev verirse hemen kolları sıvayıp işe başlayacağız. Bu konuda en büyük güvencemiz yüze halkımız. Biz halkımızla birlikte çalışmalarımızı yapacağız. 2023 yılında Türkiye`nin bir hedefi var. Biz de Tekirdağ olarak kendimize bir hedef belirledik. 2023 yılında Tekirdağ`ı Balkanların merkezi yapmak istiyoruz. Ancak bunun lafla değil, işle olacağını da çok iyi biliyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz” dedi.
Yel: “Tekirdağ 4 milyon dekarlık ekilebilir arazisiyle bir tarım kenti. Bin 450 adet sanayi kuruluşuyla bir sanayi kenti. 28 bini üniversite, 156 bini de ilk ve orta dereceli okullarda olmak üzere 200 bine yakın öğrencisi ile bir eğitim kenti. Çevre yollar, bölünmüş yolları, Havayolu, demir yolu, limanları, 15 milyonluk İstanbul ve Avrupa Birliğine 1 saatlik mesafede oluşuyla bir lojistik kenti konumunda. Sahip olduğumuz değerlerin farkında olarak çalışmalarımızı yapacağız ve Tekirdağ`ı Balkanların merkezi yapacağız” şeklinde konuştu.
AK Parti Çorlu İlçe Başkanı Ömer Tüfekçi ise programın açılışında yaptığı kısa konuşmada: “Pazar sabahını bize ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Yaklaşan yerel seçimler teşkilat mensuplarımızın sırtına ağır bir sorumluluk yükleyecek. Sorumluğumuz bu noktada son derece büyük. Çalışmalarımızı, özenle ve kararlılıkla sürdürmeliyiz. Biz Başbakanımız ile şeref duyuyoruz. Eğer bu şerefe nail olabilirsek sadece bu günlerin bu dönemin değil, yüz yılların Türkiye`sini yaratabiliriz. Önümüzde yer alan Mahalli İdareler Genel Seçimlerini çok önemsiyoruz. Bize düşen görev bu hedefe kilitlenmek ve bu davaya sahip çıkmak olmalıdır. Bu doğrultu da az laf, çok iş üreterek çalışmalıyız” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım