Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Trakya turunun son mitingini Tekirdağ’da gerçekleştirdi. 30 Mart’ta demokrasi yağmuru yağacağını belirten Kılıçdaroğlu, huzur ve barışın hâkim olduğu Türkiye’yi inşa edeceklerini söyledi.

Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran coşkulu kalabalığa seslenen ve konuşmasını yağmur altında gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; “Madem biraz yağmur yağıyor, ben de sizler gibi ıslanayım. Bereketli bir gündeyiz. Çiftçi yağmur bekliyor, hepimiz yağmur bekliyoruz. Güzel bir Türkiye için; çiftçinin ürünü bol olsun, alın terinin karşılığını alsın. En büyük arzumuz bu. O nedenle toprağı besleyen yağmurdan şikâyet etmeyeceğiz. O yağmuru bekliyoruz. İnşallah 30 Mart’ta yeni bir yağmur yağacak; demokrasi yağmuru. Huzur içinde olacağız, milleti soyanlardan hesap soracağız! Trakya’dayız, Kapıkule çok yakın. Oradan kaçacak gibi görünüyor; nereye kaçarsa kaçsın, hangi ülkeye giderse gitsin. Size söz veriyorum; Türkiye’ye getireceğim ve hesabını soracağım!” dedi.

Ya helale oy verin, ya haramdan yana tavır takının!

“Başbakan Kemal” sloganlarıyla konuşması sık sık kesilen Kılıçdaroğlu; “Temiz bir siyaset için, halka hesap veren bir siyaset için, işsizlere iş bulmak için, çiftçinin alın terini değerlendirmek için, barış içinde yaşamak için Türkiye’nin; yeni bir yönetime, yeni bir Başbakan’a ihtiyacı var. Onu sizler gerçekleştireceksiniz, bizler de çalışacağız. Söz veriyorum! 17 Aralık 2013’te devletin namuslu kadroları, hükümet tarafından soyulan bir devletin maskesini ortaya çıkardılar. Bu ülkenin, bütün çiftçilerine sesleniyorum. Bu ülkenin, bütün işsizlerine sesleniyorum. Bu ülkenin, bütün emeklilerine sesleniyorum. Bu ülkenin, bütün namuslu memurlarına sesleniyorum. Bu ülkenin, bütün öğretmenlerine sesleniyorum. Böyle bir rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti hiç yaşamadı. Böyle bir hırsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görmedik. İlk kez bir hükümet, bir devleti adeta soymakla görevlendirilmiş. Bunlar ne diye hükümet oldular; “Biz yolsuzlukları engelleyeceğiz!” dediler. Millet oy verdi, “Gelin engelleyin” dedi. “Biz yoksulluğu engelleyeceğiz!” dediler, milletten oy istediler, millet oy verdi. Sonra “Biz yasakları engelleyeceğiz!” dediler, millet yine oy verdi. Verilen her oya saygı duyarım. Hangi partiye verilmiş olursa olsun. Demokrasilerde; yurttaşlar giderler, oylarını kullanırlar. Şu partiye veya bu partiye oy verdi diye, hiçbir yurttaşımı suçlamadım. Ama şunu söylüyorum artık. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren değerli yurttaşlarıma sesleniyorum! Bu iktidar; sizi kandırdı, size yalan söyledi. Bunlar “Sizi zengin edeceğiz” dediler, kendileri köşeyi döndüler. Size sadece din, iman edebiyatı yaptılar. En temiz duygunuzu, manevi duygunuzu, dini inancınızı açıkça sömürdüler. Hz. Muhammed der ki: “İman ile yalan, bir arada olmaz.” Bunlar yalancı! Yolsuzluğu önlediler mi, gırtlaklarına kadar battılar. Yoksulluğu önlediler mi? Yasakları önlediler mi, kendi hırsızlıkları çıkmasın diye internet yasağı getirdiler. Hangi yasağı getirirseniz getirin, Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede olduğu sürece bütün yolsuzluklarınızı halka anlatacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren saygı değer yurttaşlarıma sesleniyorum, yarın sandığa gideceksin. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hala oy verirseniz, harama ortak olursunuz. Ya helale oy verin, ya haramdan yana tavır takının” diye konuştu.

Yeni bir Türkiye’nin önünü açacaksınız!

Konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu; “Siyasete girdiğim gün, mal varlığımı internet sitesine koydum. Mal varlığımın her kuruşu, benim alın terimle kazandığım paranın karşılığıdır. Herkesin zengin olmasını, herkesin geliri olmasını isterim. Ama ben söylüyorum! 1971 yılından bu yana, Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı aylığın en az 2 kat fazlasını aldım. Benim mal varlığım meydanda, alın teriyle kazanılmış. Onun mal varlığı sahte, paraları evinde saklıyor. Bir gün akşama kadar, dağıt dağıt bitmiyor. Ertesi gün, 30 milyon avro kalıyor. O zaman ne yapıyoruz, ayın 30’unda sandığa gidiyoruz. Elimizi vicdanımıza koyuyoruz. Diyoruz ki: “Soyguna yeter!” Diyoruz ki: “Hırsızlığa yeter!” “Bıktık bunlardan” diyeceksiniz, yeni bir Türkiye’nin önünü açacaksınız” dedi.

Çiftçi ekmiyor, çünkü karşılığını alamıyor!

Kılıçdaroğlu; “Geliyorum bir ülkenin hikâyesine… O ülkenin adı; Türkiye Cumhuriyeti. Kan ve gözyaşı ile kuruldu. Çanakkale’de, dedelerimiz kucak kucağa yatıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bütün mal varlığını bu ulusa feda etti. Hiçbir zaman hesap vermekten çekinmedi. Her kuruşun hesabını yüce millete vermeyi, onurlu görev bildi. O nedenle onun adı Atatürk’tür. O nedenle biz O’nu, başımızın üstünde taşıyoruz. 17 Aralık günü, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yapıldığı gün… Sabah 10.00 civarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde genç bir çocuk, “Açım!” diye kendisini yaktı. O bizim evladımızdı, O bizim çocuğumuzdu. “Günlerdir açım” diyor. İktidar ne yapıyor, cebini doldurmakla meşkul. O çocuk, 10 gün sonra hayatını kaybetti. Van’da bir baba, evladının naaşı sırtında ve bir torbada taşıyor. AKP ne yapıyor, cebini doldurmakla meşkul. Bir Türkiye manzarası… Defalarca söyledim, her yerde söyledim, çiftçi kardeşlerime söyledim. Senin anana hakaret eden adama, hala oy vermeye devam edecek misin? Benim ağrıma gidiyor, senin nasıl ağrına gitmiyor? Her yerde söyledim, çiftçi perişan. Ayçiçeği, buğday üretiyorsunuz. Allah aşkına, alın terinin karşılığını alıyor musunuz? Siz hiç, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin saman ithal edeceğini düşünür müydünüz? Böyle bir şey olamaz. Onlar köşeyi dönüyor, faturası vatandaşa çıkıyor! Ben seçim meydanlarında dedim ki; mazotu çiftçiye 1,5 liradan vereceğim. Hemen dediler ki: “Efendim, kaynağı nereden bulacaksın?” Ben maliyeciyim, her kuruşunu hesapladım. Petrolün gelişi, rafineride işlenişi, benzin istasyonlarına gelmesi, benzin istasyonu sahibinin kârı dâhil çiftçiye 1,5 liradan verdiğin takdirde, kimse zarar etmiyor. “Kaynağı nereden bulacaksın?” diyordu. Şimdi çiftçi kardeşim; kaynağın yerini öğrendin, rakamını öğrendin. Rakamı ne kadardı; 85 milyar avroydu. Şimdi söylüyorum, o 85 milyar avroyu bunların burunlarından fitil fitil getirerek alacağım ve çiftçi kardeşim, sana mazotu 1,5 liradan vereceğim. Türkiye’nin, bu bölgede çok büyük bir güç olduğunu hepimiz biliyoruz. Hollanda, Konya’dan küçük… Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı, 80 milyar dolar. Türkiye’nin ise 12 milyar dolar. Çünkü 2 Trakya büyüklüğündeki alan, yani 35 milyon dönüm alan üretilmiyor. Çiftçi ekmiyor, çünkü karşılığını alamıyor” diye konuştu.

Provokasyonlara asla alet olmayacağız!

Kılıçdaroğlu; “Sevgili Tekirdağlılar, ülke farklı bir yere doğru gidiyor. Hepimizin düşünmesi lazım… Ülkesini seven, çocuklarını düşünen, geleceğini düşünen bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum! 30’unda sandığa gideceğiz. Temiz ve güzel bir Türkiye umuduyla gideceğiz. Huzurlu bir şekilde gideceğiz. Provokasyonlara asla alet olmayacağız. Bunlar yakında büyük provokasyon yapabilirler. Hatta Erdoğan’a suikast ayağından bir şeyler de yapabilirler. Gerçeği görün diyorum size! Hepimiz sandıklara sahip çıkacağız. Gerçekleri göreceğiz. Öyle yola çıkacağız ve mücadelemizi öyle yapacağız. Biz güzel bir Türkiye inşa edeceğiz, huzur içinde yaşayacağımız bir Türkiye inşa edeceğiz. Nazım’ın dediği gibi; “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe” yaşayacağımız bir Türkiye inşa edeceğiz. Çiftçisi memnun olacak, işçisi memnun olacak, emeklisi memnun olacak, sanayicisi memnun olacak, esnafı memnun olacak. Elbetteki sorunlarımız olacak, ama sorunları beraber çözeceğiz. Hakça çözeceğiz, adaletle çözeceğiz, demokrasimizi güçlendireceğiz” dedi.
Mitingin sonunda Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kadir Albayrak’ı yanına çağıran Kılıçdaroğlu, 30 Mart Yerel Seçimleri’nde destek istedi.

Haber: Abdurrahim Yıldırım