AYM NİN GÖREVİ SİYASETE MÜDAHALE DEĞİLDİR
Açılış konuşmasında isim vermeden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı eleştiren MÜSİAD Tekirdağ şube Başkanı Dr. Oktay Dede; “Anayasa Mahkemesi siyaset yapma yeri değildir” dedi.
Yargının tarafsızlığı tartışılmaya başlandı!
Savcı Mehmet Demir MÜSİAD Tekirdağ şubesi tarafından düzenlenen“Yeni Türkiye’de ;Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu – Anayasa Mahkemesi” konulu panelde konuşmacı olarak katıldı. Gündem oluşturacak konulara değindi. MÜSİAD Tekirdağ şube Başkanı Dr. Oktay Dede ise konuşmasında çok ince mesajlar veren cümleleri dikkatlerden kaçmadı.Son günlerde Yargının tarafsızlığı tartışma konusu olurken, Başkan Dr. Oktay dede açılış konuşmasında çok önemli mesajlar verdi. Dede konuşmasında; “2010 yılında gerçekleştirilen referandum ile HSYK ve Yüksek Yargı yeniden yapılandırılmış; bu hamle ile güçler ayrılığı, yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı ilkeleri ile öne çıkan, güçlü kurumların oluşturulması amaçlanmıştır. Yargının siyaset ve iktidardan bağımsızlığını ifade eden ‘yargı bağımsızlığı’ ilkesi gereği oluşturulan ve 17 Aralık operasyonu ile adli işlemleri tartışmalı ve şaibeli hale gelen HSYK’nın “hesap verebilirlik” ayağının eksik oluşu, yeni oluşumunun bu döneminde tarafsızlığını tartışılır hale getirmiştir.
Bir takım iddialara karşı başlatılan hukuki süreçlerin, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkelerinden taviz verilmeden kurumların görev alanları içinde takip edilmesi zorunludur. Evrensel hukuk kuralı olan ‘masumiyet karinesi’ çiğnenmeden ve adalet duygumuz törpülenmeden yürütülmesi gereken bu soruşturmaların;seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde, soruşturma sebebiyle yaşananların ekonomimiz de dâhil olmak üzere beklenmedik yansımaları, doğuracağı muhtemel etkiler bakımında kamuoyunda siyasal alana yönelik ciddi bir çalışma olarak algılanmaktadır.
Konusu tamamen adli bir soruşturma olan söz konusu iddiaların, anlaşılmaz bir şekilde ekonomik alana da yansıtılması sonucu dolar kuru tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Borsada ciddi düşüşler yaşanmış ve gösterge tahvil faizi artarak ciddi seviyelere yükselmiştir. Hiç kimsenin itirazı olmayan ve kendi mecrasında yürüyecek adli bir operasyonun ülke ekonomimize yansıması pek tabi ki böyle olmamalıdır. İş dünyası olarak 2023 vizyonuna kilitlendiğimiz bu günlerde ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği için birbirimize daha fazla kenetlenmeli, aklıselim ile huzur güven ve istikrar ortamımıza sahip çıkmalıyız” ifadelerine yer verdi.
Yargının görevi mürebbiyelik değildir!
MÜSİAD Tekirdağ şube Başkanı Dr. Oktay Dede, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Başbakana ve Hükümete yönelik konuşmasına farklı bir üslupla eleştirerek konuşmasına şu sözlerle devam etti. “Demokrasilerde halkın temsilcisi olan parlamento, gerekli gördüğü konularda yeni yasalar çıkarabilir veya mevcut yasalarda değişiklik yapabilir. Haklı bir nedeninin olup olmadığı, kamu yararının gözetilip gözetilmediği parlamentoda tartışılır. Elbette ki iktidarı ve muhalefetiyle parlamentodaki partilerin siyasal gayeleri vardır. Hukuk düzeni içinde söz konusu gayelere ulaşmanın yolu da yazılı hukuk kurallarında değişikliğe gitmek veya yeni hukuk kuralları ortaya koymaktır. Yargının vazifesi, parlamentonun yaptığı yasal düzenlemelerin hukuki denetimini yapmaktır. Yoksa bir mürebbiye edası ile parlamentoya ne yapıp ne yapamayacağını hatırlatmak değildir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, bir yüksek yargıcın siyasi atıflarla konuşması, somut eleştirilerle siyasi iktidara yönelmesi ve kürsüden aldıkları kararlarla ilgili açıklama yapması da bir hukuk devleti görüntüsü değildir. Aslında yüksek mahkeme başkanlarının kuruluş ve açılış günlerinde yargı düzenine ilişkin genel tespitler yapmaları ve hukuk devleti ilkelerini hatırlatmaları Türkiye’de bir gelenek olmuştur. Nitekim Haşim Kılıç’ın yaptığı konuşmada hukuk devleti gereklerini hatırlatması, bu konuda eksiklerimizi vurgulaması, yargıdaki paralel yapının ve bu konudaki iddiaların oluşturduğu sonuçlardan söz etmesini bu noktada belki zararsız kabul edebiliriz. Sorun, yüksek mahkeme başkanının siyasilere doğrudan yanıt vermesi, bu yanıtın siyasi dozunu yüksek tutması ve en önemlisi yaşanan gerginliği kişiselleştirmesiydi. Nitekim Sayın Başbakan’ın ‘milli olmayan karar’ vurgusuna ‘sığlık’ demesi, ‘Biz gömlek değiştirenlerden değiliz’ şeklindeki garip ifadesi, ‘bize emir vermeye kalkmayın ve kendinize gelin tarzı çıkışları’ ölçüsüzdü. Sayın başkan, yürütmeye karşı oldukça ağır sözler sarf ederken, yargıya yönelik eleştirileri ise tamamen genel ve temenni niteliğinde sözlerle geçiştirdi. Oysa doğrusu, bunun tersinin yapılmasıydı. AYM Başkanı’ndan beklenen öncelikle yargıya bakması, yargının yanlışlarını gözler önüne sermesi ve yargıyı sıkı bir eleştiri süzgecinden geçirmesiydi. Bu tür bir tavır, yürütmeye getirilen eleştirilerin de kıymetini artıracaktır.
Hukukçular, eleştirilerini etik kurallar içerisinde yapmalı ve sınırlarını kendi alanları içerisinde yer alacak şekilde belirlemelidir. Bu kişiler, görüş bildirdiği alanlarda politik söylemlerden uzak durmalı, olaylara bir siyasetçi edası ile yaklaşmamalıdır. Tarafsızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürecek tavırlardan kaçınmalı ve her daim adalet duygusu ile hareket etmelidir. Aksi takdirde kişiselleştirilmiş, taraf olunmuş bir hukuk düzeni ile hak aranamayacağı gibi, böyle bir düzenin kimseye fayda sağlamayacağı da apaçık ortadadır.
Bizler yani iş adamları, ticari faaliyetlerimizin huzur, güven ve istikrar üçgeninde devam etmesini arzu ederiz. Hukukçuları da böylesi bir ortamın teminatı olarak kabul ettiğimizi saygılarımızla bildiririz” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım