KUMPAS DA HÜKÜMET DE MUHALEFET DE SORUMLUDUR

KUMPAS DA HÜKÜMET DE MUHALEFET DE SORUMLUDUR


Uğur Mumcu anma törenleri kapsamında Çorlu da düzenlenen


Hukuk Devleti ve Demokrasi konulu panelde çok önemli mesajlar verildi. Ergenekon
kumpasında hükümetinde muhalefetinde sorumlu olduğu vurgulandı.  Yargıçlar
Sendikası Genel Başkanı Mustafa Karadağ: Türkiye Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanı
bir gecekondu da oturuyor” CHP) İstanbul Milletvekili Emekli Albay Dursun Çiçek:
“Sorumlu Türkiye`yi Yönetemeyen İktidardır, Muhalefet de Sorumludur” dedi.

 


Tekirdağ ve Çorlu Kent Konseyleri tarafından Adalet ve Demokrasi Haftası
nedeniyle düzenlenen Hukuk Devleti ve Demokrasi konulu panelde Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Emekli Albay Dursun Çiçek ile Yargıçlar
Sendikası Genel Başkanı Hakim Mustafa Karadağ konuşmacı olarak yer aldı.

 


Çorlu Belediyesi Düğün Salonu`nda düzenlenen ve katılımcı sayısının düşük olması
nedeniyle salonunun büyük bölümünün boş kaldığı konferansı izleyenler arasında
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ile Çorlu Belediye Başkanı
Ünal Baysan da yer aldı.

 


Panelde ilk konuşmacı olarak Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Hakim Mustafa
Karadağ söz aldı. 24 Ocak tarihinin iki kez önemli bir şekilde karşımıza
çıktığını kaydeden Karadağ: “İlki 24 Ocak 1978 yılı Kemal Derviş`in de katıldığı
24 Ocak kararları olarak biliniyor. Emeğin, baskılandığı, sermayenin öne çıktığı
bir gündü. Halit Narin bu konuyla ilgili olarak bundan önce işçiler gülüyordu
bundan sonra biz güleceğiz demişti” dedi.

 

Bir
diğer 24 Ocak ise 1993 yılında Uğur Mumcu`nun öldürüldüğü tarih diyen Karadağ:
“Ocak aylarında ayrıca Uğur Mumcu`nun yanı sıra Abdi İpekçi, Ümit Kaftancıoğlu,
Hrant Dink, Murat Selim Kiraz, Tahir Elçi başta olmak üzere öldürülenleri
saygıyla anıyorum. Geçtiğimiz dönemde gazeteciler vurularak öldürülüyordu şimdi
ise hapsediliyorlar. Aydınları çetelerle aynı yerde göstererek
itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Ergenekon`dan Balyoz`a ve Oda TV`ye kadar tüm
davaları Silivri davaları olarak adlandırabiliriz. Bu Silivri davaları derin
devleti ele geçirme davasıdır. İntikam almak için değildir. Bütün davalar
aslında bir araya gelmesi mümkün olmayan kişileri bir araya getirmiş ve ortalama
4 – 5 yıl sürmüş davalardır. Bu sürenin sonunda tahliye olan sanıklar siyasi
iktidara minnet duymaktadır. İtibarı kalmayan generaller kendilerini tahliye
ettirdiğini sanan hükümete minnet duyuyor” diye konuştu.

 


Karadağ ayrıca: “Can Dündar ve Erdem Gül`ü ziyarete gittik kendileri ile
görüşemedik ama bekleyen gazetecilerle görüştük. MİT tırları denilen olay daha
önce Aydınlık Gazetesi yazmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan
meclis kürsüsünde söylemişti. Cumhuriyet yazdığı için Can Dündar ile Erdem Gül
tutuklandı. Ben bunu hukukla izah edemiyorum, herkesin bildiği casusluk olmaz.
Akılla da izah edilemeyecek bir durum ama Türkiye`de izah ediliyor, edildi”
şeklinde konuştu.

 


Karadağ konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erdem Gül ve Can Dündar`ı ziyaret
ediyorsunuz diğer gazetecileri neden ziyaret etmediniz, etmiyorsunuz diyorlar.
Biz hiçbir zaman asılsız ithamlarla nemalanan kişilere gazeteci demedik o
nedenle böyle bir derdimiz de olamaz ve ne tesadüftür ki Uğur Mumcu da Erdem Gül
de Can Dündar da aynı gazetenin çalışanıdır. Tutuklanmaya telefonla çağrıldılar.
Savcının odasında gülerek ifade verdiler, tutuklanmaya sevk edildiler. Şaka gibi
bir şeydi tutuklandılar. MİT tırları konusu da çok ilginçtir. MİT yasasında
yapılan değişiklikler Anayasa Mahkemesi`nde 15 aydan bu yana bekliyor. MİT`in
tanımlanmış operasyon yetkisi yok. Her devletin gayri ahlaki ilişkileri olabilir
ama devlet buna sahip çıkmaz. Hiçbir devlet hiçbir devletin iç işine karışamaz
bu benim görevim diyemez. Bu hukuk tarafından savunulamaz. Asgari ahlaka sahip
hiçbir iktidar da savunamaz, savunmamalı. Bir ülkeye silah götürüp binlerce
insanın ölümüne sebep olduktan sonra kutsal şeylerden bahsedemeyiz.”

 


Hakim Mustafa Karadağ konuşmasının bir bölümünde Uğur Mumcu ile ilgili anılarına
da yer verdi. 1982 anayasasına Uğur Mumcu`nun ret oyu verdiğini de sözlerine
ekleyen Karadağ: “1982 anayasasında ret oyunun rengi maviydi. Uğur Mumcu,
Atatürk mavi mavi bakardı dedi. Mavi mavi bakışın tüm topluma yayılması lazım.
Sivil toplum örgütlerine yayılması gerekiyor. Tüm insanların yeter demesi
gerekiyor” dedi.

 


Cumhurbaşkanlığı Külliyesi`nin imara aykırı olduğunu da öne süren Hakim Mustafa
Karadağ: “İmara aykırı ve hakkında yıkım kararı var. Başbakanlık Kampusu olarak
yapıldı daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi`ne çevrildi. Hakkında yıkım kararı
olan kaçak bir bina. Türkiye Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanı bir gecekondu da
oturuyor. Bu bina ile ilgili yıkım kararı çıkınca sıkıysa yıksınlar dedi. Bu
konudaki kararı Danıştay verdi. Sıkıysa yıksınlar demek, Danıştay kim demektir.
Eğer siz savcıları miting meydanlarında yuhalatırsanız hukuk vardır
diyemezsiniz. Hukuk adalete hizmet ediyorsa vardır. Eğer adalete götürmüyorsa
bizim sorgulama hakkımız doğmuş demektir. Sivil toplum örgütlerinin ve halkın
farkındalığının sağlanması lazım” diye konuştu.

 


Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Hakim Mustafa Karadağ: “Türkiye`de ciddi bir
rejim değişikliği yaşanıyor. Siyasal İslam üzerimize kartopu gibi geliyor. Bizim
yaşam alanımıza müdahale var. Rejim dönüşüyor. Yaşam biçimimize müdahale
ediyorlar. Bizim buna karşı çıkmamız lazım. Bu da örgütlenme ile olur.
Örgütlenme olmadan baş edemezsiniz. Hepimizi bir yerlerde heba olur gideriz. Din
her zaman ahlakın arkasında gelmeli. Biz dini birinci sıraya koyduk, ahlak
gelmeli. Ancak bu durum kanıksanmış durumda. Sur `da günlerdir çatışma var
dışında eğlence devam ediyor. Cizre`de 3 mahallede savaş var. 2 mahallede yok.
Bir ülke kendi coğrafyasında savaşır mı? Tanklar, uçaklar bu bir savaştır.
Hiçbir devlet kendi vatandaşı ile savaşmaz. Bakan çıktı açıklama yaptı. Ölenler
PKK`lı değil bölge halkından milisler dedi. PKK açıklama yaptı dağ kadromuz
henüz şehre inmedi dedi. Devlet coğrafyasındaki terörden sorumludur. Ben
yapmadım teröristler yaptı diyemez. Suçu terör örgütüne atamaz, sorumluluğu
başkasına atamaz” şeklinde konuştu.

 

CHP
İstanbul Milletvekili ve Emekli Albay Dursun Çiçek ise Trakya`nın kalbi Çorlu`da
olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek başladığı konuşmasında, Önce Hasdal`da
18 ay, daha sonra da Silivri`de 33 ay ikamete mecbur edildiğini ve manevi
işkence gördüğünü kaydetti.

 


Çiçek: “Mustafa Kemal Atatürk`ün aydınlarına yapılan bu kumpasın 3 sorumlusunun
3 ayrı suçlusunun olduğunu kaydeden Dursun Çiçek: “Birincisi emperyalizm ve
bayraktarı Amerika`dır. Üst akıl, stratejik akıldır. Yoksa bu kadar yetişmiş
insanı bir imamın, bir vaizin yetiştirdiği adamlar içeri atamaz, işkence
yapamaz. İkincisi ise paralel yapı denen FETÖ denen suç örgütüdür. Görev
yaptığımız dönemde biz kimsenin kılık kıyafetine karışmadık, irtica derken
tehlikeyi vurguluyorduk. O dönem görüştüğümü MİT Müsteşarı bu yaşlı adamdan ne
istiyorsunuz, gelin sizi de tanıştıralım çok seveceksiniz kendisini Türk`ün,
Türkçe`nin, Türkiye`nin dünyaya tanıtılmasına adamış birisi dedi. O dönem
Okyanus ötesine methiyeler düzenler, sarayda oturup bu davanın savcısı olanlar
hesap vermekten kurtulabilir mi? Bizim için öncelikli konu hedefimizi doğru
seçebilmek. Eğer hedefimizi doğru seçersek başarılı olabiliriz. Bu nedenle esas
hedef kayıtsız ama tehlikeli olan FETÖ olmalı. 2 sahte imamın bir birini
boğazladığı dönemde, iktidarın da gücüyle bazı şeyler yapılmalı. Ondan sonra
iktidarın başı da bakanları da Türk adaletine hesap verecekler, kimsenin şüphesi
olmasın. Ömrümüzün sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizden sonra da evlatlarımız
hesap soracak. Biz evlatlarımıza hukuk devletini miras bırakacağız. Başka miras
bırakmaya gerek yok” diye konuştu.

 


Dursun Çiçek ayrıca: “Önceleri Uğur Mumcu`yu ve aydınlarımızı katleden aynı
güçler 2005 yılı ve sonrasında Mustafa Kemal Atatürk`ün ordusuna
saldırdılar.Geçmişte orduya bu kadar baskı ve kumpas kurulması durumu söz konusu
değildi. Amerika Deniz Kuvvetlerimize, gemiyi benden alacaksın dedi. Deniz
Kuvvetlerimiz ise karşı çıktı, milli gemimi yapacağım senden gemi almayacağım
dedi. Sonrasında kurulan kumpasa ve darbe davasının sanıklarına bakın. Yüzde
70`i denizciler. Bunu görmek için hakim ya da savcı olmaya hukuk bilmeye gerek
yok okur – yazar olmak yeterli” şeklinde konuştu.

 


Dursun Çiçek konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Canlı bombalar
eylem yapıyor. Biz bunu bilimsel akılla mantıkla açıklayamayız. Asıl tehlike bu.
Bunlar için ilim değil imamın ne dediği önemli. İmam ne derse o olur. Çevremize
bir bakın. Irak`ta Suriye`de önce orduyu yok ettiler. O ülkelerin ordularında
görevli rütbelilerin bir çoğu bizim ülkemize kaçtı. Ancak bizim kaçacak ülkemiz
yok, dostumuz yok. Bu nedenle ordumuza, yargımıza, yedeği olmayan her şeye sahip
çıkmamız lazım. Süleymanşah Türbesi`nin, PKK`nın, şehitlerin, her şeyin hesabını
sormamız lazım. Bunların hepsinin sorumlusu Türkiye`yi iyi yönetemeyen
iktidardır. Muhalefetin de en az onun kadar sorumluluğu vardır.” Dedi.

 



Haber: Abdurrahim Yıldırım



Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
2023-07-26 16:38:10
DEVLETİ SOYANLARA ÇORLU BELEDİYESİ GÖZ YUMDU | Trakya Gündem Gazetesi: […] DEVLET TRİLYONLARCA ZARAR EDERKEN YETKİLİLER NE YAPTI […]
2021-10-22 18:39:12
RUHUNU ŞEYTANA SATMAMIŞ DEVLET YETKİLİLERİ ARANIYOR | Trakya Gündem Gazetesi: […] Merhaba değerli okuyucularım. Çorlu Belediyesinin yolsuzlukları, buda yetmemiş gibi,
2021-10-11 10:42:04