Kimi insanlar vardır, kimliklerini bulamayan, kendilerine adeta bir kimlik aramak için her yere burnunu sokan, aslında kendisine dahi faydası olmayan, aşağılık kompleksine girmiş kişiler. Bu tipler toplumun hiçbir yerinde kendilerine yer bulamayan zavallılardır. Bu tip zavallı yaratıklar, kendilerine kimlik edinebilmek için hiç de anlamadıkları, anlayan insanları da adeta canından bezdirdikleri bir ortam oluşturarak spor camiasına atarlar kendilerini. Farkında olmadan iyice ayağa düşmüş kişiliklerini daha da düşürürler. Siyasi kulvarlarda elde edemedikleri kimlikleri sportif kulvarda elde etmeye çalışıp, bir şekilde ön planda kalmayı beklerler. Kimlik aramanın, bir şeyleri aklamanın en iyi yolu kulüp yönetimlerinden geçer. Futbolumuzda bunun birçok örneği vardır.

Gelelim Çorlu ve Trakya bölgesine. Sportif alanlarda yöneticilik yapmak ayrı bir erdem ve şahsiyet ister. Öyle çıkıp binlerce kişinin önünde şov yaparak, adeta mafya babası edalarıyla terör estirmekle spora hiçbir katkıda bulunulmaz. Aksine insanları birbirine kırdırır. Zira bazı yönetici kılığındaki kişiler, ekmeğini yediği, kazandığı yerde insanları hor görerek adeta ırkçılık politikası izlerler. Bunların kimler olduğunu herkes çok iyi bilir. Zamanında başka kulüpte yöneticiyken, kendisine destek olanları yerden yere vuran açıklamalar yapanlar, bize sahip çıkmıyorlar diye eleştirdiği kişilerin sırtından neler kazandılar bir hesaplayabilseler. Bunu düşünecek kapasitede olmadıklarından sadece çıkıp Anadolu Trakyalı gibi, Hitler zihniyetinde dahi olmayan bir ırkçılık ve ayrımcılık politikaları izlerler. Daha düne kadar sümsük bir şekilde oturanlar, kaynağı nereden ve nasıl geldiği belli olmayan paralarla çıkar insanlara terör estirirler. Tabii ki Çorlu’da her alanda olduğu gibi spor alanında da arkasında bazı gizli yapılanmalar ve kirli hesapların olduğu oluşumlar mevcuttur. Bazı zavallıları, kimlik arayışını içine girmiş, mafya kılıklı adamları kullanarak bu işi gerçekleştirmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ Spor kulübü başkanı bir gazetede çok güzel bir açıklama yaptı: “Futboldan mafyaları temizleyelim” şeklinde. Çok doğru ve yerinde bir açıklama olmuştur. Çorlu’da buna el atacak kimse var mı derseniz, yok derim. Çorlu’da devlet sadece kağıt üzerinde var. Uygulamada yok. İnsanlar resmen silaha sarılıp daha çıkmaya, adaleti daha silahların gölgesinde aramaya teşvik edilebiliyorsa, Çorlu’da devletin varlığından nasıl söz edebilirsiniz ki. Çorlu’da oluşan Alevi kökenli birkaç kişinin “Y” adamlardan derneğinde yönetici, yanında danışman kılığında her yere sızmaya çalışan tıfıl bir çocuk, emekli polis çocuğu,” bu ve buna benzer devletin altına adeta dinamit koyan yapılanmalar olurken, Çorlu’da sözde devleti temsil edenlerin birçoğu koltuklarının üstüne yatmış, her şeyi duymazlıktan görmezlikten gelmektedirler. Fetullahçı kadroların içinde sayılı söz sahibi, saygı gören bir babanız ve amcanız oldu mu devlet sizsiniz. Ya da Alevi kökenli olup bir oluşumun içindeyseniz, istediğiniz dümeni çevirirsiniz. Kimse de size bir şey demez. Bunun örneklerini aylardır yazıyorum.

Sporda mafyalar temizlenmedikçe, kendine kimlik arayan kişilik bozukluğu olanların sporda söz sahibi olmaya başladığı Çorlu’da başarıdan ve gerçek spordan bahsetmek imkansızdır. Resmen Anadolu’lu, Trakyalı gibi ayrımcılık zihniyetini kafasında oluşturanlarla nasıl bir başarı gelir? Ekmeğini yediği yerde ayrımcılık politikaları izleyerek insanları birbirlerine kırdırma zihniyetine girenlerin insanlığından da, kafasından da şüphe duyarım. Irkçılık anayasal bir suçtur. Çorlu’da devleti temsil ediyorum diye deri koltuklarında oturanların bazıları artık bu gerçeği görmelidir. Ortada resmen anayasal bir suç işleniyor, buna da yol veriliyor. Birileri de çıkıp bunlara yol verenlere az bir dokunsa o zaman görürüm nasıl zıpladıklarını. Devlet insanının adaletini sağlayamazsa, eşit davranmasa, parasını gücüne güvenerek terör estirenlere devletin görevlileri yol verirse, adaleti silahların gölgesinde arayanlara da hesap sorma hakkına sahip olamaz. Çorlu’da oluşan zihniyette bu zaten, paran varsa her işin olur. Paran yoksa silaha sarıl.

Kimi insanlar vardır, kimliklerini bulamayan, kendilerine adeta bir kimlik aramak için her yere burnunu sokan, aslında kendisine dahi faydası olmayan, aşağılık kompleksine girmiş kişiler. Bu tipler toplumun hiçbir yerinde kendilerine yer bulamayan zavallılardır. Bu tip zavallı yaratıklar, kendilerine kimlik edinebilmek için hiç de anlamadıkları, anlayan insanları da adeta canından bezdirdikleri bir ortam oluşturarak spor camiasına atarlar kendilerini. Farkında olmadan iyice ayağa düşmüş kişiliklerini daha da düşürürler. Siyasi kulvarlarda elde edemedikleri kimlikleri sportif kulvarda elde etmeye çalışıp, bir şekilde ön planda kalmayı beklerler. Kimlik aramanın, bir şeyleri aklamanın en iyi yolu kulüp yönetimlerinden geçer. Futbolumuzda bunun birçok örneği vardır.

Gelelim Çorlu ve Trakya bölgesine. Sportif alanlarda yöneticilik yapmak ayrı bir erdem ve şahsiyet ister. Öyle çıkıp binlerce kişinin önünde şov yaparak, adeta mafya babası edalarıyla terör estirmekle spora hiçbir katkıda bulunulmaz. Aksine insanları birbirine kırdırır. Zira bazı yönetici kılığındaki kişiler, ekmeğini yediği, kazandığı yerde insanları hor görerek adeta ırkçılık politikası izlerler. Bunların kimler olduğunu herkes çok iyi bilir. Zamanında başka kulüpte yöneticiyken, kendisine destek olanları yerden yere vuran açıklamalar yapanlar, bize sahip çıkmıyorlar diye eleştirdiği kişilerin sırtından neler kazandılar bir hesaplayabilseler. Bunu düşünecek kapasitede olmadıklarından sadece çıkıp Anadolu Trakyalı gibi, Hitler zihniyetinde dahi olmayan bir ırkçılık ve ayrımcılık politikaları izlerler. Daha düne kadar sümsük bir şekilde oturanlar, kaynağı nereden ve nasıl geldiği belli olmayan paralarla çıkar insanlara terör estirirler. Tabii ki Çorlu’da her alanda olduğu gibi spor alanında da arkasında bazı gizli yapılanmalar ve kirli hesapların olduğu oluşumlar mevcuttur. Bazı zavallıları, kimlik arayışını içine girmiş, mafya kılıklı adamları kullanarak bu işi gerçekleştirmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ Spor kulübü başkanı bir gazetede çok güzel bir açıklama yaptı: “Futboldan mafyaları temizleyelim” şeklinde. Çok doğru ve yerinde bir açıklama olmuştur. Çorlu’da buna el atacak kimse var mı derseniz, yok derim. Çorlu’da devlet sadece kağıt üzerinde var. Uygulamada yok. İnsanlar resmen silaha sarılıp daha çıkmaya, adaleti daha silahların gölgesinde aramaya teşvik edilebiliyorsa, Çorlu’da devletin varlığından nasıl söz edebilirsiniz ki. Çorlu’da oluşan Alevi kökenli birkaç kişinin “Y” adamlardan derneğinde yönetici, yanında danışman kılığında her yere sızmaya çalışan tıfıl bir çocuk, emekli polis çocuğu,” bu ve buna benzer devletin altına adeta dinamit koyan yapılanmalar olurken, Çorlu’da sözde devleti temsil edenlerin birçoğu koltuklarının üstüne yatmış, her şeyi duymazlıktan görmezlikten gelmektedirler. Fetullahçı kadroların içinde sayılı söz sahibi, saygı gören bir babanız ve amcanız oldu mu devlet sizsiniz. Ya da Alevi kökenli olup bir oluşumun içindeyseniz, istediğiniz dümeni çevirirsiniz. Kimse de size bir şey demez. Bunun örneklerini aylardır yazıyorum.

Sporda mafyalar temizlenmedikçe, kendine kimlik arayan kişilik bozukluğu olanların sporda söz sahibi olmaya başladığı Çorlu’da başarıdan ve gerçek spordan bahsetmek imkansızdır. Resmen Anadolu’lu, Trakyalı gibi ayrımcılık zihniyetini kafasında oluşturanlarla nasıl bir başarı gelir? Ekmeğini yediği yerde ayrımcılık politikaları izleyerek insanları birbirlerine kırdırma zihniyetine girenlerin insanlığından da, kafasından da şüphe duyarım. Irkçılık anayasal bir suçtur. Çorlu’da devleti temsil ediyorum diye deri koltuklarında oturanların bazıları artık bu gerçeği görmelidir. Ortada resmen anayasal bir suç işleniyor, buna da yol veriliyor. Birileri de çıkıp bunlara yol verenlere az bir dokunsa o zaman görürüm nasıl zıpladıklarını. Devlet insanının adaletini sağlayamazsa, eşit davranmasa, parasını gücüne güvenerek terör estirenlere devletin görevlileri yol verirse, adaleti silahların gölgesinde arayanlara da hesap sorma hakkına sahip olamaz. Çorlu’da oluşan zihniyette bu zaten, paran varsa her işin olur. Paran yoksa silaha sarıl.

Haber: Abdurrahim YILDIRIM