1.Kasım genel seçimlerinde nasıl bir tablo
çıkar diye son günlerde herkes bir birine sorarken, gözden kaçan en önemli
konulardan birisi de 20016 da yeniden bir erken seçime gidebilir miyiz. 7.
Haziran genel seçimleri gösterdi ki bu Ülkede artık Koalisyon dönemlerinin
başlayacağı, belki de eskiden olduğu gibi sabah erken kalkanın kendini iktidarda
gördüğü bir ortama mı sürükleniyoruz. Bundan yaklaşık ü Hafta önce de yazmıştım
ve hala aynı görüşü paylaşmaktayım. Ak Partinin 1. Kasım seçimlerindeki oy
oranı% 44 – 45 lerde olacağı yönünde. Peki böyle bir tablo Ak Partiyi tek başına
iktidar yapmaz mı, Tabi ki yapar. Son zamanlarda Ak Parti kurucularının yaptığı
eleştirisel açıklamalar, Özellikle Sayın Bülent Arınç’ın açıklamalarına
bakarsanız, yeni bir partinin kurulacağı yada bunun hazırlıklarının yapıldığı
yönde. Sayın Arınç ne dedi bir hatırlayalım; “TRT bana uzun zamandır Ambargo
uyguluyor. Yeni bir Parti kuracağımız yönündeki söylentiler asılsızdır. Fakat
bizim gücümüzü test etmek isterlerse, neler yapabileceğimizi görmek isterlerse o
zamanda gereğini yaparız” bu sözlerden şu anlaşılıyor. Bizim parti kurmak gibi
bir niyetimiz yok. Ama bizi dışlamaya kalkarlar, bizim gücümüzü hafife alırlarsa
bir gecede partiyi kurarız. Ak Parti içerisinde tartışmaların olduğu her seçim
döneminde söylense de, ne gariptir ki, her seçimde birinci parti çıkıyor. Ak
Parti içerisinde her hangi bir bölünme olur mu bunu zaman gösterir fakat,
1.Kasım seçimlerinde Ak Parti % 44 bandını aşmış olsa dahi bence 2016 yazında
tekrar bir erken seçime gideriz. Bu seçimde Koalisyon çıkması durumunda, ki o da
yüksek ihtimal, o zaman şimdiden Milletvekili adayları piyasaya çıkıp kendini
göstermelidir derim. Artık bölgemiz de, Ülkemizde koltuğa yapışıp kalmış ve
bölgesine bir faydası olmayan Milletvekillerinden bıkmış durumda. Zoraki halka
dayatılarak seçilen Vekillerimizden kaç tanesi bu Memlekete faydası oldu
derseniz baya tartışılır. 

Üstü Kapatılan Kirli Defterler!

Her seçim döneminde alışıla gelmiş
Milletvekili adayları ve profillerini bilirsiniz. Sürekli temiz siyaset ve
dürüst yönetim anlayışından bahsederler. Ne gariptir ki TBMM ye gittiler mi bu
sözlerini unuturlar ve bölgeleri ile ilgili olarak oluşmuş bir çok yolsuzluğa,
kirli işlere ve bağlantılara, gözlerini yumar, kulaklarını tıkarlar. Geçtiğimiz
dönem bir çok belgeli yolsuzluk haberi basında yer almasına rağmen, bölge
Milletvekillerimizin kaç tanesi, çıkıp da bu da nedir deme zahmetine katlandı.
Bildikleri halde farklı çıkar ilişkilerimi deyim, Geçmişten kalan ahde vefa mı
deyim, ve aklınıza ne gelir bilemem, uzun zamandır araştırıp bulduğumuz bir çok
belgeli habere göz yumup, kulak tıkadılar. Şimdi desem ki, bu kadar kepazeliği,
yolsuzluğu ve hırsızlığı neyin karşılığında Örtbas ettiniz diye zorlarına
gidecek, burunlarını bükecekler. Çok da önemli değil, Kim neresini büker bilemem
ama ortada bir yolsuzluğu, hırsızlığı görmezlikten gelen kim olursa olsun Allah
belasını versin. Geçmiş dönem yapılan ve yapılmış olan bir çok yolsuzluk ve
kanunsuzluk da Çorlu’da Bazı Savcı ve Hakimlerinde olduğu aşikar. Bunlar şimdi
HSYK da incelemeleri ve soruşturmaları devam ediyor. Yargı, Siyaset ve İş
dünyası arasında dönen kirli ilişkiler zincirinde Çorlu’da ki kamu
görevlilerinin de bazıları eklendi mi sormayın gitsin. Rantı ve avantayı nasıl
bölüştüklerin görürsünüz de bu işe el atacak yürekli Bir Savcı çıkar mı acaba.
Aslına bakarsanız çıksa da bile birileri hemen susturmaya kalkar. Geçmişte
örnekleri yaşandığı gibi. Bir şekilde yolunu bulup kapağını Ankara’ya atanlar
yapmaları gereken asıl işleri bırakıp, işini düzgün yapmaya kalkanların işlerine
burnunu soktuğunda, dürüstçe iş yapmaya çalışanlarında şevkini kırıyor. Hal
böyle olunca da kimin eli kimin cebinde belli olmuyor. Gelelim yeni seçilecek
olan Milletvekillerimize. Bakalım bunlar ne yapacaklar. Belgeleri ile
yayınlanmış yolsuzlukları ve hala gün yüzüne çıkmamış bir çok yolsuzluğun
üzerine giderek, geçmiş dönemlerde üzeri kapatılan kirli defterleri açacakları
mı, yoksa onlarda kulak ardı yapıp, kıyak Milletvekilliği maaşının keyfini mi
sürecekler dersiniz. Seçilecek olan Milletvekillerimizi bölgelerini her
ziyaretlerinde, sürekli bu konuları hatırlatmakta da yarar var diye düşünüyorum.
Malum yoğun bir tempo ile çalıştıklarından unutuverirler. Hatırlatmak gerekir,
buda bizim vatandalık görevlerimizden bir tanesidir.

Çorlu PTT ye 8 Memur!

Çorlu PTT de yıllardır yaşanan personel
sorunu artık milletin canına tak etmişti. Bunu birkaç kez haber yapıp köşe
yazımda ele aldım. Bu konuda Ak Parti Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan sağ olsun
aradı, Haber ve köşe yazılarımla ilgili bilgi aldı. Çorlu PTT deki yığılma ve
insanların yaşadıklarını anlattım. Derhal girişimlerde bulunarak 8 Memurun
atamasını yapıldığını açıkladı. Bunu da geçtiğimiz sayımızda Memnuniyetle
yayınladık.            Ayrıca Bu konuya yakından ilgilenen ve bizzat arayan Ak
parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel’in de hakkını vermek lazım. Eeee ne
dedik hep eleştiri  olacak değil, hangi Milletvekilimiz olursa olsun, Partisi
fark etmez bölgesi için canla başla çalışanı başımızın üstünde tutarız. Artık bu
Millet yan gelip yatan, kendine Meclisi mekan tutmuş, bir işe yaramayan, boş boş
maaş alıp oturan ve bölgesindeki yolsuzluklara sessiz kalan Milletvekili
istemiyor.